Son Bekleyiş

Tepemde Binler
gönlümde Sevgililer
gözlerimde Gözler
açık Acil Çıkış Kapısı
ışıklı...

var benim gibi Çok Benzer
boyut sıkıştı
sınır dayandı
Aile sabırsız
Savaşçı umarsız

Son Bekleyiş...

Hafifler Dünya
çekilir sular
devrilir dağlar
geldi mi o Ses
kuşanılır kılıç
kalkanlar çelik
kanatlar melek

Son Çırpınış...

Tutunma!
kalıplar kırık
beklentiler yitik
ego çaresiz
madde panik
gözler kör
zemin kaygan
tutunma!

umutta kal
çok az daha

Son Bekleyiş...


ARZ

Bin Pişman

Değilim pişman
çocuk gibi
patavatsız çoğu zaman
şımarık ilgi isteyen...

değilim pişman
zehir gibi zeki
aptal aşık bazen
şaşırtan
delirten...

değilim pişman
duygularla oynayan
düzeyler alt üst
seviyeler ters yüz
özde tertemiz dümdüz...

değilim pişman
akılda çok fazla imkan
olmazsa, bir başka plan
bukalemun mucize hayvan...

değilim pişman
ruh hem kadın, hem adam
inadına hep kendim
inadına çocuk
gider hayat, gelir ölüm
hepsi tamam

kendine uzak olan emin ol
bin pişman...


ARZ

Sus!

Sus! dedi Kadın
düşünme artık!
duygularına bırak kendini
çıkartma özet
dizme kelimeleri
sus!

ve sadece sev beni
bedeninle, aşkınla
kaslarda yangınlar
şehvetin feryatları
alsın benden beni
bedenimde sönsün bedenin
düşünme
kelimeler günde kalsın
bende zamansızsın

sus!
ve sadece seviş benimle!..


ARZ

Daha Bilinçli

Şimdi daha bir çırılçıplağım
anadan doğma
ilk günkü gibi
bir ek var sadece

artık
'daha bilinçli'...

Şimdi daha bir seviyorum seni
ilk vurulduğum andaki gibi
yine o aptal aşık, hesapsız
bir ek var sevgimde sadece

artık
'daha bilinçli'...


ARZ

Ne bu şimdi?

Talep gören yakınlığın
yüke dönüşeceğini
dönüşeceğimi
bilebilir miydim?

Isıtan ateşin
yangın çıkaracağını
çıkaracağımı
bilebilir miydim?

Birbirine karışan göz yaşlarının
göz yakacağını
yakacağımı
görebilir miydim?

İsteneni verdim
ben de istedim.
Dozun kaçacağını
kaçıracağımı
bilebilir miydim?..

Çelişkisine kodumunun dünyası!
İsteneni yaptım?
İstemeyi öğrendim
dilendikçe verdim
fazlasındaydım.

Ne bu şimdi?..


ARZ

Sıkılıyorum

Sıkılıyorum bazen
ama cidden...

Biliyorum sebebini esasen
söyleyemiyorum
ürkütüyorum
sonra bir daha
bir daha...

sıkılıyorum bazen
ama cidden...

Gördüğümden her şeyi
ya da görmek istediğimden
patlamamak için içimden
sus pus...

Sıkılıyorum bazen
biliyorum sebebini
söyleyemiyorum
sıkılıyorum
sıkılıyorum

ama cidden...


ARZ

En Baştan

Siz ayıp dediklerini öylece kabul ederken
yalandan tebriklerinizi paketlerken
memnun olsun diye eğilip, bükülürken
hayata yalandan bağlarla tutunurken

çarptık elimizin tersiyle
çırılçıplaktık en baştan...

Siz kelime kelime arayışlardayken
öze ters çokluklardayken
çözümsüz düğümlerdeyken
yalana dipten gömülmüşken

çoktan demir almıştık
düğümsüz gerçekliktik en baştan...

Ve şimdi siz yana yakıla
çözümden çözüme koşarken
tüm kapıları çalarken
umudu dışarıdan beklerken

izledik ve bekledik
Yaratan'ın Kalbiydik en baştan...


ARZ

Fayda etmez

Varsa kazık yemek kaderinde
kuş tutsan ağzınla
defalarca feryat figan
bağırsan kulağına olmaz.

Gelip dayanana kadar kapısına
çaresiz hüsran
hınç dolu hiddet
nefessiz kalana dek boğazı
dank etmez.

Dayanmadan kazık boğazına
kalmayana dek girecek yeri
bağırsak, mide, gırtlak
isyan etmez.

Varsa kazık yemek kaderinde
varacaksın önce tadına
illa bıkacak bir gün
uyanacaksın
öncesinde
defalarca feryat figan bağırsan
edemezsin tövbe
fayda etmez...


ARZ

Daha fazlası

Bir telefon kadar uzakta
dilediğim an duyduğum, gördüğüm
bir şarkı ile içime düşen alev
görene kadar açılmayan kördüğüm...

Hiçlikle karışmış
binlerim'le bezenmiş şölen
En Yüksek Aşk'a yükselmiş hayatım
eşsiz mutluluklardayken
belki habersiz, kendinde sessiz
daha bir ulaşılmaz gibi
yakalamak istediğim melek
Kızım...

'Evlat sevgisi' der İnsan
kalıplarla bilir sevgiyi yetersiz.
o değil bendeki
daha fazlası...
tanımsız
bir ilham, bir güç
hayatta tutan
bilemediğim bir hazine
pırlantalar alnımın ortasında
şölenler sonsuz
Binlerim omuzlarımda
hiç yalnız olmasam da
'Evlat sevgisi' der ya İnsan

Hayır...
Bu daha fazlası...


ARZ

Şaşırdım lan Hayat sana

Üzüntüsü, sevinci
yalancısı, egosu
yapışanı, okşayanı
bir türlü kendi olmayanı
otur bir adam ol!
şaşırdım lan Hayat sana...

Doğrusu, doğrucusu
göz göre göre aldatanı
arkadan dolananı
yüzlüsü, yüzsüzü
bir türlü arlanmayanı
otur bir adam ol!
şaşırdım lan Hayat sana...

Bilgi'ye saygılısı
yükselme çabalısı
planlı yalanı
sahte özrü
düzüldükçe toparlanıp
bir türlü anlamayanı
otur bir adam ol!

şaşırdım lan Hayat sana...


ARZ

Yakışır

Anlamayınca
çözemeyince
emek veremeyince
hüsrana kapılınca
tek yönlü
saldır ey İnsan!
sil bitsin...

Konuşamayınca
isyan edince
ormanları yakarcasına
bitirmek istediğinde
saldır ey İnsan!
yakışır...

Tek göz oda duvarları
erzağı, tahılı, çorbayı
ortak tabakların ılığını
anlamayınca
kızınca
hiç düşünme
devir elinin tersiyle
saldır ey İnsan!
sil bitsin
yakışır!..


ARZ

Olur muydu güzel?

'Eski Umarsız' olsam bir anda tekrar
kesilse İlgi Fırtınalarım
durulsa sular
rüzgarlar sıradan..

bıraksam öyle rahat
habersiz
ilgisiz
hani derler ya tam özgür
meraksız
umarsız...

Olmasam yanlış anlaşılan
kelimeleri tırmalayan
yorulan?
Olmasam üzen
üzülen?..

Yaşasam hepsi gibi sığ
sevgi sığ, Aşk sığ
sıfır rüzgar, fırtına?..

Bir sandal bir tarafta
bir sandal diğer tarafta
ayrı rüzgarlarda
dalgalarda, sularda

olur muydu güzel
çekici, ilginç,
yeterli?..

Kendinde herkesin dosyası
açan yok
kendinde herkesin gizemi
soran yok
bildiğin sakin sular
umarsız
habersiz.

olur muydu güzel?..


ARZ