zorunlu...
AZRL
Sabret
kanma
yılma!
Sev
inan
bırakma!
Şeytan dört yanda
içeride
dışarıda
kafanda
yanında!
Tutun Aşka
sevgine
sapma
kanma
bırakma!
Görmüyor musun?
Duymuyor musun?
Ya aç gönlünü
soyun
ya da sus
ağlama...
AZRL
Öğreniyorlar, ama çok zor.
EGO rüzgarları inkisarında
Ben Olma'nın yanlış itibarında
öğreniyorlar.
Hatırlatmak zor
cesaret işi, mangal yürek
uyarıcılık
gözdağı, masa altında bıçak
öğreniyorlar
tek kişiyle
dünyanın kurtulamayacağını
hazinenin çoklu olduğunu
kutsanmanın birliğini
heplikle hiçliği
öğreniyorlar.
AZRL
Ne kadar geniş kalbin olsa da herkesi eşit sevsen de, herkese sıcaklığını aynı miktarda verme.
Ne kadar paran olsa da, herkese yardım etsen de, her zaman kontrolsüz verme, hesap tut.
Neşen alemlere sığmayacak kadar çok olsa da, hesapsız gülümsesen de, herkese eşit gülümseme.
Zorla edinmeye alıştırılmış insan. Bol gördü mü, şaşırır, ölçüleri kaçırır.
Sonradan dizini dövmemek için, verirken daha çok borçlanmamak için, adaleti bozmamak için ölçüde kal, ayarda kal, üzülme...
Bu öğüt, hem sevenlere, hem dostlara, hem eşlere... Aşkta hesap yoktur çoğu zaman, belki biraz duygusal manüpilasyon ki o da işin tadı-tuzu. Anca işte her zaman çıkarlar ve hesaplar vardır inan.
AZRL
Fitilimiz çok uzun hepimizin...
Hayat boyu en baştan bir kibrit çubuğuyla ateşlenen, dinamit lokumuna doğru ilerleyen bir alev...
Patlama noktası; zaman zaman gırtlağa dayanan haykırma-isyan halleri...
İlk incindiğinde ilk ateşi yakan kişiler... Kimi zaman alevsiz ip boşlukları mevcut. O zamanlarda dertsiziz.
Sonra illa ki ara ara ipin kenarından ilave ateşlerle yolu kısaltanlar oluyor. Bir gün bir dost, bir gün tanımadığımız biri, bazen bir akraba veya sevgili... Üzülmemek için basıyoruz elimizi ara alevlerin üzerine. Bir sonraki uzanacak kibrit çöpüne kadar mutlu olarak yola devam...
İp altındansa; uzanan kibrit çöpleri daha fazla oluyor. Dayanma noktası denen yere son uzanan alev de eklenince dinamit patlıyor. En son ateşi koyan genelde sevgili olan, yoldaş olan kişi oluyor. Sabırla göğüslenen geçmiş ara alevlerin üzeri örtülü acısı da tam o son patlamayı tetikleyen kibrit çöpünün üzerine patlıyor. Çünkü en kolay ve çekingesiz kendini sansürsüz yansıtma noktasıdır yoldaş.
Genelde o son noktada; göğüslediğimiz tüm o üzeri islenmiş yaraları en yakınımızdakini bombayı patlatan pim olarak kabul etmiyor muyuz? Aradan sıyrılan onca acı ve hüzünlerin sorumlu sahipleri artık o dakikada görünmez olmuyor mu? En kolay üzerine boşalabildiğimiz sevgili de işte bizi bu noktada nötrler.
Hem de her şeyin sebebi olma pahasına...
AZRL