20 Temmuz 2010 Salı

Kokuşmuş, egoist canavar

Eeeeyyy dünya insanı!

Piyasa çamurlarıyla doğmuş, üzerine şartlı duyguları, yargıları inşa etmiş ve sonunda berbat bir yaratığa dönüşmüş, çareyi mal alıp, tüketip, hiçbir anlam da çıkarmayıp, yerine yenisini koyup, yemeyi ve sıçmayı amaç edinmiş gafil! Sen ne de çirkinsin?!.. Ne de aç gözlü ve kokuşmuşsun!? Başına gökten gelecekleri hiç hayal eder de, meraklanır mısın? Yoksa o konuda da mı sağırsın, hissizsin?..

Vallahi de billahi de sana dayanmak ve günüme devam edebilmek için, her sabah hınca hınç koşumu yapıp, gözlerimi terle, nefesle, imanla perdeleyip, alabildiğine süngü ile "Allah Allah" diye haykırarak karışıyorum güne.

Sanma ki seninle aram iyi... Sanma ki bir umudum var da ondan bu gülümseyişim.

Sana bakıp bakıp, salağa yatıp, pişmiş kelle gibi gülümsüyorum her dakika, hala anlamadın mı be gafil?!


Sadece... Sadece kendimi kandırıp; günlerime gün, yıllarıma yıl ekleyip, çaktırmadan senin gibi görünüp, dalgamı geçip yaşamam için o gülümseme... Bu; pislenmiş, canavarlarla, doyumsuz egoist yaratıklarla çevrelenmiş, pis kokulu ormanlarınızda, ailemle birlikte hayatta kalabilmek için o gülümseyiş!

Yine yedin di mi o pişmiş kelle gülümseyişlerimi? Yıllardır akıllanmadın değil mi be gafil? Be çirkin, be kokuşmuş şey!


Hiç yavşama bana. Sanma ki; saf bu adam, ondan gülüyor.

Yavşaklığına, çekilmezliğine bir ayna... Karşı yansıma teknikleriyle dünya ile aramı iyi yapma sanatı sadece...

Hiç umutlanma benden yana. Aldım pis kokunu bir kere. İflah olmam artık. İnanmam meziyetlerine, karşılıksız sevgine, eziyetine, külfetine, emeğine. Hepsi kirlenmiş, hepsi çamurlarla beslenmiş tohumların filizleri...

Eeeeey kokuşmuş, pis nefesli canavar!

Kabusundur benim gibi kokanlar, benim gibi sırıtanlar. Sen uyurken kokuşmuş osuruklarınla ve o pis salyalı sümüklü nefesinle; bütün Arızalar beyin dalgalarıyla ruhunun üzerine çöreklenmekte! Sen anlamazsın, hissetmezsin; çünkü yok ki arabadan, TV'den, emlaktan başka şey algı sınırlarında!? Biz yokuz ki senin için!? Duymazsın ki sesimizi!? Tatmazsın ki sevgimizi!?


Kaldırıp başını bakmazsın ki hiç gökyüzüne!


Akşamları çıkmazsın ki beş dakika evinin balkonuna. Akşamın sessizliğinde kaldırımların, ağaçların, otların, çiçeğin-böceğin fısıldaşmalarına ortak olmak için. Çekmezsin ki içine "yaratılan"ın nefesini, rengini, sohbetini!..

Be kokuşmuş, doyumsuz, ağzı kanlı vampir insan!

Kaybettin sen dünyayı anam-babam! Ne desen boş...

Keşfetmeye devam et ipe sapa gelmez teknolojini. Ver herkesin eline oyuncakları, telefonları, ekranları. Kıçlarına, kulaklarına, burun deliklerine, penislerine-vajinalarına döşe led ışıklarını! Yaşam koçlarıyla, pilates topitoş toplarıyla doldur etraflarını!

Hiç farketmez! Debelenme bari de, suyun bulanmasın. Temiz olsun cesedin.


Ve her gördüğünde benim o aylak aylak, sorumsuz çocuklar gibi saf sırıtan pişmiş kelle suratımı; elindeki aynayı hatırla. Bu dediklerimi hatırla.

Oldum olası kendini dahil etmediğin gökyüzünü hatırla.

Yalanladığın yıldızları, galaksileri, UFO'ları... Vaadedilmiş sonsuz hayatı... Toprağın altına yatırdığın, o pırıl pırıl, ziyan olmuş ruhunu hatırla!

İşte bu yüzden her gördüğünde beni; ben yine pişmiş kelle gibi salağa yatıp, sana gülümsüyor olacağım gökyüzünden!


ARIZA ADAM Ömer

Kimci, neci

İnsan Atatürkçü olabilir. Fetullah'çı olabilir. Mevlana'cı da olabilir. Sofu, tarikatçı, ümmetçi veya en baba kapitalist de olabilir. Goethe'ci, Montaigne'ci, Ömer Hayyam'cı olabilir. Ama bütün bu tarzlara uyumlanmalar onun öz kişiliğini, benliğini ve ruhunun orijinalliğini sıfırlamamalıdır. O zaman dünyaya boşuna bile geldiklerini söyleyebilirim o kişilerin.

Onlar; tanınmış ve kendilerini bir nevi ideallerin bayraktarları olarak kabul ettirmiş kişilerin müsvetteleri, kopyaları, yan şubeleri olarak yaşar ve ölürler.

Ve başkaları uğruna, onların adı ile ölmektense, cehenneme veya cennete 'kendin gibi' girmek, bütün düşüncelerinin arkasında durarak dik durmak çok daha şereflicedir.·

Başka bir ustanın, başka bir düşünce liderinin el işçisi olmaktansa, en boktan fikrin bizzat temsilcisi olmak bile benim için çok daha kutsaldır.


ARIZA ADAM
Ömer