Kavuşma Beklemede

İki yıldır görünüyorlar, saçlarımı okşuyorlar, şifa üzerine şifa veriyorlar. Pek ses etmediler, çok cümle kurmadılar. Zaman zaman uyardılar, hatırlattılar, uyandırdılar. Devam ediyorlar.

Gözüm açık veya kapalı farketmiyor; her zaman benimleler. Çok eğlenceliler, genelde formsuz, şekil şekil, renk renk akıyorlar. Bazen desenli kenarları olan kirli sarı şekiller. Bazen beyaz buğulu büyüyen dairesel şekiller. Bazen simsiyah nokta, bazen beyaz noktalar. Bazen içi bildiğin uzay olan, kenarları buğulu beyaz büyük çemberler olarak peş peşe akıyorlar.

Bugün ilk kez "Ne istiyorsunuz?" dediğimde; "Seni istiyoruz." dediler.

Yine de müdahale etmiyorlar, korkutmuyorlar ve "Gelmezsen şöyle zor bir hayat yaşarsın." diye diretmiyorlar. Belki kendi seviyelerinden bakınca; burada yarım bırakıp bir anda yükseleceğim bir seviye en kolay ve pürüzsüz geçiş. Yine de müdahale etmiyorlar. Çok nazikler, sevimliler, güçlüler. Sevdiğim ve bende temellenmiş iki insanın olmasından dolayı, halen bu boyutta önce onlar için, sonra bekleyen sonuç görev için sabrettiğimi ben de biliyorum.

Bildiğim için, bildikleri için bu kavuşma henüz beklemede...


AZRL

Ya Süper İnsan; ya da yok oluş.

Şu ana kadar dünya üzerinde hakim iş alanlarında katı enerji ile çok yoğun çalışarak etkili olan sizler:

Şirket Patronları, İş Adamları, İş Kadınları..

Parayı yönlendirenler, Sistemin mevcut katı enerjileri üzerinden yoluna uygun şekilde kazanç sağlayanlar...

Altlarında bu uğurda bir sürü insanı ucuza çalıştıranlar...

Onlar gibi, kendileri de hayatlarının büyük bir bölümünü bu katı enerjinin diliyle sadece iş akışına feda edenler...

Ve her sırtını arkasına dayadığında "Bugün de çok yorulduk, ama muhteşem işler başardık." diyerek kendini avutanlar...

Tüm sistem değişiyor!

Mevcut Sistemin değişmekte olduğunu ve bu katı enerjilerle süremeyeceğini, daha süptil bir yaşam sistemine geçmek üzere olduğunu size hatırlatırım.

Gün boyu, aylar boyu ve yıllar boyu didinerek, özelinizden, kendi özgür ruh değerinizden vererek ortaya koyduğunuz sistemin işleri, yani bu boyutun  katı işleyiş realitesi ayaklarınızın altından kaydığında ne ile tatmin olup, kendinizi avutacaksınız? Siz cennetin bu kürede inşa edilmesini dilememiş miydiniz? Ya da en azından bilinci açık olanlarınız?..

"Ya her şey çok kolaysa?" demedi mi Gary Douglas? Bu size gerekli itkiyi katmadı mı?..

Ya yeni sistemde bireyler, gerçekten kendi içlerinde gerçek anlamda yaşadıkları sonsuz güçleri ile zaten bolluk, bereket ve eğlence içinde yaşayabileceklerse?..

Ya artık beslenme ve barınma ihtiyacı içinde olmayan yüksek titreşim bedenlere sahip olacaksanız?..

Ya artık sonsuz gücün bünyenizde ortaya çıkmasıyla; bir yerden bir yere gitmek için taşıtları kullanıp, benzin satın almanız gerekmeyecekse?

Ya... Ya... Ya...

Çapı dilediğiniz kadar genişletebilirsiniz bunları okurken.

Peki o zaman gelmekte olan'ı biraz daha içinizde görmeye çalışıp, ruhunuzu bir nebze olsun hafifletecek tutum ve duruşta olsanız, bu nasıl olurdu?

Süper İnsan'ın az önce saydığım zorunluluklara ve sistemin katı öğelerine bağlılığına sizce ihtiyacı olacak mı?

Bunlar tam olarak oturmadan önce tüm dünya yüzeyindeki insan yapımı taşın, toprağın, binaların, yolların, kaldırımların ve tüm kabullerin temizlenmesine hazır mısınız?

Sektörler dediğiniz oluşumlara şu anki anlayış içinde ihtiyaç kalmayacağı gerçeğine hazır mısınız?..

Her şeyi sizler zorlaştırdınız.

Sıkı bir sıcak duş almaya, umutta ve teslimiyette ol'maya hazır mısınız, yoksa hala çokluk içinde debelenme iradesinde misiniz?..

Tüm güçlere sahip bir çocuk ol'maya hazır mısınız?

Ya Süper İnsan; ya da yok oluş.

Seçiminizi yapın...



AZRL

Erkek Dediğin

Erkek dediğin biraz taşlı topraklı
kirli paslı olmalı derdi bir büyüğüm.
Pis sakallı bazen
ter kokulu...

Girdiğinde eve
günün çilesi yüzünde
bir off'lama
ve karısına bir öpücük
yuvada nötrlenme...

Olamıyor erkek kadın gibi bakımlı
ille kaçırıyor ipin ucunu
fıtrat belki...

Kahveyle üflenen sigara dumanları
rutinlere sessiz sakin isyanlar bazen...

Günü sildiğinde kafasında erkek
bir başkadır akşamı
sımsıkı sardı mı kollarıyla karısını
alemi değişir yuvanın.

Bırakalım kadın süslü, bakımlı
detaycı oluversin de

Erkek dediğin biraz taşlı topraklı kalsın.


AZRL

Rakısız Akşam

Rakısız Akşam deme bana.
Hayat o kadar tekdüze ki
bırak
akşamım renkli olsun bari...

Şarap öldürürdüm eskiden her akşam
deli miyim ne?!
en ucuzu 35 TL...
Kendi rakımı içiyorum artık
kapansın diye gözlerim rüyalara
almamak için uyku ilacı

bırak
akşamım renkli olsun bari...

Başımın üstünde hayaller
binler, meleklerim
suluboya manzaraları
akan eşsiz enerjiler
ışık topları
içsem de varlar.

Buna rağmen dışarısı sıradan
tekdüze, dayanılmaz
benimle alakasız
çirkin...

Rakısız Akşam deme bana
bırak
akşamım renkli olsun bari...


AZRL

Bağlarınızı Kesmek

Geçmiş, şimdi ve gelecek bağlarınızı kimseyi kırmadan kesmenizin yöntemini bilenlerdenim. Çünkü çok sevildim, el üstünde tutuldum ve buna rağmen sevdiklerim tarafında asla borçlu tutulmadım ve hesap sorulmalarla karşılaşmadım.

Bu tabii ki benim için Yaratan Allah'ın bir hediyesi...

Bağlarınızı keserken hem en basit mantık zincirinizi çalıştırın, hem de kendi psişenizin hiçliğine ve hepliğine sığınarak sonsuz özgüvende olun. Ne en basit içsel diyaloğunuzdaki mantığı bırakın, ne de sonsuz özgür olan tarafınızı bırakın. Bu iki tarafınız bir noktada buluşmadıkça, aynı bağ acı deneyimleriniz sürekli karşınıza çıkacaktır.

Basit mantığınızdan tam koparsanız, size psişeniz hesap soracaktır. Psişenizden koparsanız da mantığınız size hesap soracaktır. Öyleyse sadece sevin, ama herkese ve her şeye özveride bulunmadan, onları da onore ederek özgürlüğünüze adanın.

Lakin en üst seviyede bağları kesmek bizim işimizdir. Bu işi bize bırakmayın; orta yolda kalın.

AZRL