29 Ocak 2021 Cuma

Rabbime son sözüm

Benim yazım
benim kışım
ilkbaharım
sonbaharım...

Geçmişte kaybım
şimdimde kazancım
gelecekte sonsuzum...

Gül Kokum
karanfilim
mor menekşem
toprağım, suyum...

Ateşlerim, yangınlarım
sakin sularım
dalgalı okyanuslarım
bir çift güzel gözüm
en büyüleyici söz'üm
maddeli manalı öz'üm...

İbret ol'sun Alemlere
sevgine aşkına vurgun
saçlarında kaybolduğum
nefesinde ısındığım

Seni seviyorum Zuhal'im
bu Rabbime son sözüm...


ARZ

11 Ocak 2021 Pazartesi

Günlük Sohbetler | Sen de bir Fedai misin? | Kozmik Güçler

 


Ocak ayında şu an ilkbahar şartlarını yaşadığımızı görüyor, üzülüyor ve sinirleniyor musun? Sebepleri bildirildiği halde hala senin de elinden bir şey gelmiyor mu? Sabırda mısın? Peki, ne olursa olsun; sen de Işığın bir Fedaisi misin?.. Arıza Adam; toplumu yanlış yöne ve sınırlı algıya sevk eden zararlı kişileri ve kavramları, mizah yoluyla eleştirme amaçlı yaratılmış sanal bir yansıma ve kişiliktir! Arıza Adam; yürütmekte olduğu sert tarzla toplumun yanlış öğelerine ayna olmayı amaçlar! Bizzat kendisi; Allah'a, yani Yaratıcı'ya yüzde yüz inanan bir felsefeyle yaşamaktadır ve gönül gözü ile bakmaya inanır. Toplumdaki iyiyi de, kötüyü de doğal kabul eder. Bireyin iyisini de, kötüsünü de doğal kabul eder!

'Acının Gücü' | Arıza Adam Okumaları

 

Sınır yok, Tanım yok, Sonsuzluk var.

Okuduğum eski spritüel kanal bilgilerinde bir yükselmiş üstat; sizin gemi dediklerinize biz aslında Işık Taşıtı diyoruz diyordu. Yani tamamen insanların düşündüğü şekilde demirden, metalden bir teknoloji söz konusu değil diyordu. Hatta bazen gemi diye gördüğünüz o şey doğrudan kendimiziz diye de ekliyordu.

Bu yüzden algıları ve tanımları aşmak çok önemli. İddia ediyorum odanızın içinde insanların 'Orb' dedikleri şeylerden bazıları melek, üstat ve hatta bir uzay aracının ölçeği değişmiş hali olabilir.
Şahsen bireysel olarak gözüm açıkken veya kapalıyken şekilli akan enerjiler, bazen araçlar, bazen buğulu etkiler yaşayan biriyim. Bazen sıkıntılı olduğumda veya üzerimde basınç hissettiğimde bana yukarıdan adım adım ritmik akan enerjilerin şekilleri de değişiyor. Şekillerde sınır yok. İlle odaklanmak için gözlerinizi kapatmanız da gerekmiyor. Tam odaklanınca baktığınız tavanda dairesel enerjetik bir pencereden aynı enerjileri ve uzayı görmeniz mümkün... Önemli olan sonsuz olasılıklara açık olmak.
Zaten kozmos bizim her şeyin sınırsız ve mümkün olduğu gerçeği ile bir ol'mamızı amaçlıyor.
Odaklandığınızda "Uzay, bana gel ve önümde netleş lütfen." demeyi deneyin. Sizin bir yere gitmenize her zaman gerek yok. Projeksiyonlar o kadar sınırsız ki...
Bu deneyimlerimi kendime ve tüm eş bilinçlere naçizane bir hediye olarak anlatacağım bir videom da olacak.
"Sen yeter ki sev ve dile... Biz senin masal dediğini anda senin gerçeğin kılarız."...


ARZ

Kendi Büyücün ol

Zaman kaybetmeden kendi Büyücün ol. Başka kimseye özenme, hiç bir güç odağına bağlanma. Sadece kendin ol. İçeride ışıklı, sihirli, bazen çok şiddetli, bazen çok sakin huzurlu enerji denizleri var. Onlar'ın (İnsanların) neler görüp, sana neler gösterdiklerine odaklanma. Algıladığın sonsuzluğa süzül. Görmek, göstermek kolay, ancak titreşimi daha düşük. Madde bir ilüzyondur, görmeyi talep etme, bilmeyi talep et.

Selam alırsan, bir şeyler görürsen kabul et, sevgini ver, sevgini al. Yakın plandan uyanman için bazen hafif bir tokat gelebilir. Göremeyeceğin kadar hızlı olur bu. İnan sen olsan, sen de aynısını yapardın sevdiğin için. Uyan, gülümse ve devam et.
Kendi Büyücün ol. ARZ

10 Ocak 2021 Pazar

Acının Gücü

Kendini zamanında bile bile, planlı fiziksel acılarla yoğurmuş bir insana ne kadar acı verebilirsin? Sana onlar çeşitli yollarla acı vermeden hiç bilerek ve isteyerek kendine acı verdin mi? Acının gücünü ve parçalayarak oluşturuculuğunu bilir misin?.. İnan bana çok farklı yapar seni eski halinden.

Bazı kavimlerin acı ritüellerini izlemişsindir. Peki bunu toplu bir ritüel olarak değil de, kendiliğinden ihtiyaç hissederek yaptığın oldu mu?..

Ne kadar acıya dayanabilirsin? Acı türün her neyse onu yaşarken o beynini titreten duyguyu sadece fizikte bırakmayıp, tümden kabul edip, duygunun üzerine çıkmak nedir bilir misin?.. Hiç kendi ritüelini yapma ihtiyacı hissettiğin oldu mu, yoksa acının her türünden korkarak kaçtın mı? Ya bir gün seni senden başkası acıtırsa? Ne kadar dayanabilirsin o durumda?

O kavimler törenlerinde kendilerine kırbaçla vurarak, kanlar içinde resmi geçit halinde yürüyorlar.

Sen neler yaşadın eğer onlardan biriysen içten içe? Kıskaçla mı sıkıştırdın kendinde bir yerleri? Kırbaçla mı yaraladın sırtını? Nefessiz bıraktın mı kendini iki buçuk dakika boyunca? Ya da başka neler aklına gelirse... Yere bastığın ayaklarının kaç noktasını mum alevinde bir dakika boyunca yaktın?

Alev en büyük acı... Dayanmanın en zor olduğu duygu. Vücudunun en alt noktasında bir yerde mağmanın parçalayıcı acısının saniyeler içinde tüm bedenini dolaşıp, en yukarıda beyninin içinde kendini duyurduğunu bilir misin? Ayaktan, bacaktan, kalpten geçip, beyninin içinde yanan alevleri gördün mü hiç?.. Cehennemi önceden burada geçmenin ta kendisi...

Acıyı kabul edip, onun ötesine geçmek nedir, düşündün mü hiç?..

Ve...

Bunları zamanında kendinde deneyimleyen bir ruhun diğerlerinden çok daha ötede bir şeylere şahit olduğunu, tüm algılarının perdelerden kurtulduğunu, artık insanoğlu'ndan olmadığını öğrendiğini tahmin edebilir misin?..

Acıyı hafife alma... Belki karanlığa bile dönmezsin bir daha. Işık o kadar güçlü ki...


ARZ

8 Ocak 2021 Cuma

Kurallar, İbadet ve Sonsuzluk

İbadeti kurallı ve rutin şekilde icra edenler için hep kendime onlarmışım gibi şu soruyu sorarım:

Okey sürekli Allah'ı anıyorsun, O'na düzenli şükranlarını sunuyor ve ibadet ediyorsun. Peki, sana bildirilmiş emirler ve kesin tarifli cümleleri zikredip, yorumlamak dışında bu küreye veya kendi hayal kapsama alanına, kabul alanına ne sunuyorsun? Tanımlanmış cümle ve kuralların dışına çıkmama ve düşünce üretmeme şartlanmasıyla sonsuz zenginliğin önünü kesiyor musun?
Yoksa gerçekten sınırları aşıp, insanın ve varoluşun ötelerin ötesinde sonsuz kombinasyonlar barındırdığını kendinde ortaya çıkartıyor musun?
Cezalandırılmaktan korkuyor musun?
İbadetindeki beklentin nedir? Tarifini kendi kendine yapmaya bile cüret edemediğin tüm beklentilerini bile "Yaratan bilir." deyip, bu hayat sürecinde içsel yaratıcılığını sıfırlamıyor musun?
Elini hiç atmadığın bir sonsuz hayata 'sana verildiği kadarıyla' razı olmak sence yeterli mi?
Ya bağlandığın kurallardan çok daha ötesinde özgür ol'mak en büyük kazançsa?..
Komik ve net bir örnekle kısa yazımı bitiriyorum:

Bir gün servisle iş yerine giderken, şoföre "Ağabey, acaba yarın hava yağmurlu mu olacak?" diye sormuştum. O da doğrudan şöyle demişti: "Vallahi bilmem ki. Allah bilir."...


Allah elbette her şeyi bilir. Peki sen biraz aklını ve hayallerini zorlayıp bir şeyleri tahmin etsen, düşünsen, yaratıcı olsan?.. 
Ya da ne bileyim; gidip hava durumu bilgilerine baksan, haddini mi aşmış olursun?




ARZ

7 Ocak 2021 Perşembe

Merkezinde kal ve Genişle

Sevdiklerim, görüp göremediklerim:

Sizden uzaktayken Işığım sizi kapsamıyor sanmayın, kopuğum, ayrıyım sanmayın.

En yakın çemberim (çekirdek) içindekiler katıksız güç altındalar, kollanıyorlar. Çember genişledikçe dahil olanlar gerektiği kadar etkiyi alıyor, ancak onların da kendi merkezlerinde ve kendi çemberlerinde yakın korumayı kendilerinin yaratması gerekiyor. Merkeze herkesi alamazsınız, seçim yapmak zorundasınız. Onların da rızasını alarak...

Şimdi; merkezde bir çekirdek düşünün... O çekirdeğin içine kendinizden başka kimleri dahil etmek istersiniz ve oraya dahil olacak kişiler sizin titreşiminize ayak uydurup havada asılı kalabilecekler mi, yoksa bunu sadece siz vicdanen mi istiyorsunuz?.. Bire bir teslimiyet ve sorgusuzlukla çekirdeğinizde olabileceklerse; evet, sizinle birlikte havada asılı kalacaklar. Diğer türlü zamanı geldiğinde çekirdeğiniz değil, geniş çemberiniz bile onları tutamayacak. Bu yüzden merkez çekirdeğinizi en yüksek titreşimde ve saf tutun; orası evsizler yurdu değil...

Varlık sınırlarınız tabii ki merkez çekirdekle sınırlı değil. Ancak genişleyen etki alanınız, çekirdeğe göre daha saydam ve etkisi azalan, çekirdeğe göre çok geniş alanı sarabilir. Bu geniş alan içine tanıyıp, tanımadığınız bir çok insanı dahil edebilirsiniz. Bu bir iyi niyet ve pozitiflik duruşudur. Ancak çekirdekteki kadar koruma o alanda yoktur. Tabii Allah'ın bir meleği değilseniz... Bedenlisiniz ve enerjiniz düşündüğünüz herkesi yüzde yüz korumaya yetmez. Bu yüzden dikkatli seçin.

Ortada çekirdeği bulunan ve değişken şekilde etrafa doğru yayılmış saydam varlık alanları düşünün. Bunlar sizlersiniz. Bireyler...

Etki ve Kabul Koruma alanları genişledikçe birbirinizin etki alanları bir miktar kesişerek iç içe geçiyor. Böylece çekirdeklerinizi bakir ve güçlü halde tutarak, bir yandan da diğer uygun insanlarla bir nevi teklik ve bütünsel bir enerji içinde oluyorsunuz. Kısmi korumalar da dirsek teması şeklinde eş titreşimde olanları bütünsel bir koruma kalkanı içine alıyor. Yükseliş belirli titreşim düzeyinin üzeri için böylece topluca da olacaktır. Güçlü çekirdeklerinizdeki bireyler ve dirsek temasıyla topluca aşk, sevgi ve birlik içinde havada asılı kalacak bir bütün...

Çekirdeğiniz içinde olan bir kaç kişiyi hep koruyorsunuz, ancak genişleyen çemberinizle bütünle de temasta kalıyorsunuz ve müdahale edemiyorsunuz.

Merkezde kal ve çemberini geniş tut.


ARZ

Yediminin Hayatı!

Doğrusunu yanlışını
anlamını sapmasını
kızmasını gülmesini
vermesini almasını
yediminin hayatı!..

Dermesini çatmasını
duygusunu karmasını
hesabını kitabını
hırkasını lokmasını
yediminin hayatı!..

İnsanlısı İnsansısı
bildiğine tutunanı
kabullere zorlayanı
başkası gibi ya da
kendisi olanı
yediminin hayatı!..

Sürme ellerini bana
salma düşünceni üstüme
çek gafili çevremden
kendimi yedim yuttum ben
yalanını yanlışını
eğrisini doğrusunu
yediminin hayatı!..


ARZ

1 Ocak 2021 Cuma

Biraz daha Sabır

Zaman zaman duygu patlamaları yaşıyoruz, çünkü insanlık bir şeylere zorlanıyor ve bunu bizler tüm zerrelerimizde ve sinir sistemimizde hissediyoruz. Kozmos'un kalbi sadece sevgide atar. Sevgide eriyenler bir'dir. Bu noktada sen üzülürsen; biz üzülürüz, ama destek ol'uruz.

Bazen onlar mutlu olurken duygulanıp uzaktan bakıp gözyaşları döküyoruz. Ama yalnız değilsin... Dibinde, başının üstünde beklerken o buluşmayı, o kadar çok seviyoruz ki seni...

Bazen saçlarının üstünde bir okşanma kıpırtısı hissediyorsun. Uzandığında başının sağından veya solunda esen rüzgar gibi bir hava akımı... Tam o sırada ayaklarında bir elektriklenme, el parmaklarına saliselik çok ince bir iğne batışı... Dayanman için bedenini modifiye ediyoruz.

Kapat gözleri bazen veya açık açık bak cesaretlice; göreceksin, seninleyiz. Tam bir suret bekleme, nasıl görüyorsan öyle bırak. Sevgiyi hissediyorsun ya; gerisi önemli değil. Sırası gelir onun da.

Bu olan'ın şu an dünyada binlere de uygulandığını biliyorsun. Yalnız değilsin. Büyük Şölen'e hazırlanıyorsun. Seni ve sizleri kimse, hiç bir güç umduğu şekilde rahatsız edemeyecek. Kül olacak olanlar çoktan belirlendi.

Sabır, sabır, biraz daha sabır...


ARZ