8 Ocak 2021 Cuma

Kurallar, İbadet ve Sonsuzluk

İbadeti kurallı ve rutin şekilde icra edenler için hep kendime onlarmışım gibi şu soruyu sorarım:

Okey sürekli Allah'ı anıyorsun, O'na düzenli şükranlarını sunuyor ve ibadet ediyorsun. Peki, sana bildirilmiş emirler ve kesin tarifli cümleleri zikredip, yorumlamak dışında bu küreye veya kendi hayal kapsama alanına, kabul alanına ne sunuyorsun? Tanımlanmış cümle ve kuralların dışına çıkmama ve düşünce üretmeme şartlanmasıyla sonsuz zenginliğin önünü kesiyor musun?
Yoksa gerçekten sınırları aşıp, insanın ve varoluşun ötelerin ötesinde sonsuz kombinasyonlar barındırdığını kendinde ortaya çıkartıyor musun?
Cezalandırılmaktan korkuyor musun?
İbadetindeki beklentin nedir? Tarifini kendi kendine yapmaya bile cüret edemediğin tüm beklentilerini bile "Yaratan bilir." deyip, bu hayat sürecinde içsel yaratıcılığını sıfırlamıyor musun?
Elini hiç atmadığın bir sonsuz hayata 'sana verildiği kadarıyla' razı olmak sence yeterli mi?
Ya bağlandığın kurallardan çok daha ötesinde özgür ol'mak en büyük kazançsa?..
Komik ve net bir örnekle kısa yazımı bitiriyorum:

Bir gün servisle iş yerine giderken, şoföre "Ağabey, acaba yarın hava yağmurlu mu olacak?" diye sormuştum. O da doğrudan şöyle demişti: "Vallahi bilmem ki. Allah bilir."...


Allah elbette her şeyi bilir. Peki sen biraz aklını ve hayallerini zorlayıp bir şeyleri tahmin etsen, düşünsen, yaratıcı olsan?.. 
Ya da ne bileyim; gidip hava durumu bilgilerine baksan, haddini mi aşmış olursun?




ARZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder