29 Aralık 2020 Salı

Ya çok Basitse?..

İnsan 'sanki tüm alemleri ve varolanları kendi ölçütleriyle değerlendirip, masaya yatırıp, tanımlayarak çözümleyebileceğini düşünüyor. Bir kere; ilk başta düştüğü hata zaten 'düşünmek'... Evet; düşündüğümüz her şey vardır, ancak ya senden de daha ötede, hayallerinin bile örtüşemeyeceği kadar geniş, tahmin edilemez şartlarda varolanları ne yapacaksın?..

Araba modellerini anar gibi sonsuz varoluşun nice sakinlerini kendi basit tanımlarınızla telafuz ediyorsunuz. Işık Varlıklar'a kısa yoldan 'Orb' diyorsunuz?.. Binlerce ışık yılı uzaktan anda bu boyuta gelen ileri uygarlıkların, kardeşlerinizin araçlarına kısaca 'UFO' diyorsunuz?.. Uzay Aracı bile demeyi seçmiyor çoğunuz!?..

Peki...

Ya sandığınız gibi basit değilde; çok karmaşıksa?..

Ya da binlerce bilgiyi okuduğunuz kitaplardaki gibi karışık değil, aksine çok basitse?..

Ya en basit ve saf olan'la bir ol'duğunuzda; bütün o karmaşa net bir sadeliğe indirgeniyorsa?..

Sizce en yüksek düzeyde bir varlık, Yaratan'ın Gücü'nü kendinde tam olarak ortaya çıkartmış bir bilinç; istediği an o görüp de isim taktığınız şeylerin herhangi biri gibi görünemez mi?.. Sizce odanızın içinde ahenkli şekilde salınarak size bir kaç saniye görünen ve sonra kaybolan o şeylerden biri 'UFO' dediğiniz şey olamaz mı?.. Ya da bir melek?.. Ya da sizi sık ziyaret eden bir Yükselmiş Üstat?..

Tüm varoluş kombinasyonlarının yükselen bilinçleri özde tek olan Işık modunda görünemez mi?.. Alışkın olduğunuz ve kabul ettiğiniz fizik ve ölçü kavramlarını alt üst eden şekilde davranamaz mı?..

Yüksek Bilinç'e ermiş herhangi bir varoluş şekli, size her şeyin tek olduğu o Işık haliyle görünemez mi?..

Belki de 'şu ana kadar bilim yoluyla, gözlerinizle ve kulaklarınızla, hatta beyninizle kabul ettiğiniz o karmakarışık şartların aksine her şey bu kadar basittir' diye düşündünüz mü hiç?..

En Yüksek Aşk için!..


ARZ

17 Aralık 2020 Perşembe

Sonsuz ol

Sonsuz Güçte ol'urken, sonsuz bağışlayıcı ol'mak...

Tek başına merkezde kalıp mutlu ol'urken; bir kaç kişiyi severek yanında kabul etmek...

Uzaktan, istemediğin enerji ve insanları patlatırcasına güç yollayabilecekken, Celal'den Cemal'e dönmek...

Umarsız ol'abilirken, İnsan'ı hatırlayıp, birilerini umursar ol'mak...

Sadece kendini değil; bir kaç kişiyi daha koruma kürene dahil etmek...

Kabulde ol'mayanları hiç düşünmeden özgür bırakmak...

Öylece uçan Hayvan Kuş'u da, Yükselmiş Üstatları sever gibi sevmek...

Sonsuz Şifa ileyken; alanına bir iki kişiyi daha dahil etmek...

Tüm duaların birleşimini Tek Bir Işık yapıp yollamak...

Tek bir Ufak Işık Topunu, koca bir Evrenle bir saymak...

Hepsini arka plana atıp, sadece Yaratan'da ol'mak...

Sonsuz ol'mak...


ARZ

13 Aralık 2020 Pazar

Selam ol'sun yeni güne!

Çağlayanlar aktı içimden
sabah çok uzun
erken başladı ışıklar
çokça geçti içimden
selam ol bana
selam ol ona
selam ol'sun yeni güne!..

11 Aralık 2020 Cuma

Uzak dururum

Tanırım leş kokusunu
pimpirikli ölüm korkusunu.
Tanırım çıkarcı bakışı
kendine gömme iltifatı
sahte nezaketi
beklentiyi
sığınmayı...

Tanırım gafilin bakışını
pek bir merhamet sahibi gibi
yalanın yüzünde
çiçek gibi açışını...

Tanırım kendini zeki zanneden
aptalı.
Dürüstlükten uzak
itirafsız birikmiş yılları...

Tanırım insanın gafilini
sözde olgun, bahtiyar
özde yoksun ışıktan...

Tanırım
tiksinirim
hiç sevmem
leş göt kokusunu.
Dışkısı bile kof
safi maddeden
kendine müslüman...

Ben de öyleydim kısa bir süre
bu yüzden
tanırım
tanırım
uzak dururum.


ARZ

10 Aralık 2020 Perşembe

Ne güzel

Yalnız olmadığının kokusunu bile alsan;
ne güzel...

Tek bir harfini duysan
bırak tabloyu da
tek bir rengini görsen
ne güzel...

Tek bir okşaması olsan saçında
tek bir kaşıntısını alsan yüzüne
ne güzel...

Dokunulduğunu bilsen
okyanusların yüzünde
bir damla olduğunu bilsen...

Kalbinde atış olduğunu
uykunda rüya olduğunu
kulaklarında bir ses bazen
al fırçayı eline
tek bir renk vur sadece.

Yalnız olmadığını bir bilsen
ne güzel...


ARZ

Özür dilerim

En önemlisidir Kalp
sızladığında
halletmen lazım
karanlık çöküntüyü yenmek...

Sadece iyileşmeye çalıştım
kendi derdimdeydim
ve etrafımı
telaşa boğmamak
üzmemek...

Çarptı biraz evet
sağa sola elim
acıtmış olabilir
sadece iyileşmeye çalıştım
üzmemek için iyi olmak...

Yine de üzdüysem
özür dilerim.


ARZ

Gelip geçecek

Sıkmamak lazım sorun halinde
geçmesini
dinmesi beklemek fırtınanın.
Zamanda seyahat bir kaç saatlik
'nasıl olsa düzelecek' deyip
beklemek...

Önceden görüp, bilmek
sonraki haline tutunmak
fırtınada sinip bir çatı altına
beklemek...

Kalmaz o zaman gerek
geriye dönüp düzeltmeye
ileriden yakaladığında güzelliği
hep demezler mi zaten
hepsi gelip geçecek...


ARZ

8 Aralık 2020 Salı

Derinleşen Sevgi Yolları

En baştan şunu belirteyim ki; serbest akan enerjiler artık her yerde ve hepimizde... Böylece ben ne yaşıyorsam, bunu bir başkası da yaşıyor. Ben nelerle iç içeysem; bir başkası da bununla iç içe... Kendini izole etme ve izole zannetme! Tek olan Gerçeğe ortak ol ve diğerini de ortak et...

Son günlerde eşimle birlikte gökyüzünde çoğu zaman ikili şekilde, bazense tekil şekilde uçan, diğer kuşlardan bariz farklı hareketler sergileyen, zaman zaman ufalan, sonra aniden tekrar büyüyen, sonra hızla ortadan kaybolan kuş görünümlü varlıklar görüyoruz. Biz onların göklerde iş gören, bazen de bu güzel kürenin tadını çıkartan ve o sırada bir dakika veya daha kısa süre için bize görünmeyi seçen varlıklar olduğunu biliyoruz. Hatta bu görülme olayları olduğunda, aynı dakikalarda ben kameramla bir kaç çekim yapıyorum ve mutlaka gökyüzünde uçan uzaylı araçlarının o gün kamerama görüntü verdiğine şahit oluyoruz. Bir kaç kere eşim kendi telefonuyla o anki kuşları video olarak kaydettiğinde, kamera kayıtlarında o noktada hiç bir kuşun çıkmadığına da şahit olmuştuk. Onun telefonundaki kayıtları analiz ettiğimde, kuşların tersine uzay aracı görüntüleri tespit ettiğim de oldu.

Nisan 2020'den sonra algılarımın belirli bir düzeye gelmesiyle birlikte artan bu tecrübelerim sırasında, doğal olarak sürekli kendimle içsel diyaloglarım da olmakta... Mekan içinde veya gökyüzünde gözlerim aracılığıyla algıladığım şeyler artık hep oluyor. Hatta bazı çekimlerimde yine ikili olarak uçarken görüntü veren, büyük arı, farklı yapıda kuş gibi görünen varlıklar da çıkmıştı.

Kozmos'un tamamına samimi bir sevgiyle yaklaştığımdan ve hangi formu seçerse seçsin; bütün varolanlarla kendimi bir saydığımdan; artık algıladığım tüm varlıklarla aramda tarifsiz bir sevgi ve zaman zaman özlem var. Bu tarifsiz sevgi ile bezenmiş özlemin bedenimdeki duygusal ve enerjetik etkisini zaman zaman özel meditasyonlarımla nötrlemekteyim. Çünkü Sonsuz Olan'a özlem çok güçlü ve geniş alanlı bir itki yaratıyor. Bir anda memnuniyetsiz, bunalımlı ve her şeye karşı isteksiz bir hale gelebiliyorsunuz. Yaşamın bu aşamasına devam etmek için bu büyük özlemi arada nötrlemeniz ve yaşam işinize devam etmeniz gerekir.

Bu tarifsiz sevgi ve etkileşimlerim bende de çeşitli değişikliklere neden oldu. Örneğin artık evin içinde uçan bir karasineği bile kovalamıyorum. Çünkü çok benzeri varlıkları da algıladığım anlar çok oluyor. İnsanların 'orb' dediği türden ışık varlıklar ve farklı şeyler...

Ve tüm bu deneyimlerim bende bir de şu düşünceyi yarattı:

Artık gökte uçan iki kuşu görüp, onları izlemeye başladığımda, onların ille de Yükselmiş Üstat olmalarını beklemeden, onları gökyüzünde ahenk içinde uçan hayvanlar olduğu için de, yani neyse o şekilde de daha çok seviyorum. Onları sevmek için onların yüksek bilinçteki varlıklar olmasını şart koşmuyorum. Evimin salonunda uçan bir karasinekten de, ille de onun gizemli bir varlık olmasını beklemiyorum. Onu da öylece seviyorum. Zaman zaman benzer şekilde uçarken ortadan kaybolan varlıkları salonumda algılasam da; o sıradan sineği de aynı derecede seviyorum.

Aynı yaklaşımı şu an insanın her türüne karşı besleyemiyorum, çünkü insan bilinçli seçimler yapabilen bir varlık ve insanın doğal akışa uyması kendi seçimlerine bağlı... Hayvan veya böcekler bu doğal akışa kendiliğinden uyuyorlar. İnsanlara karşı halen biraz geride duran bir sevgi yaklaşımındayım, çünkü farklı tepkimelere girebiliyorlar. Ancak tabii temelde onları, bazen kendilerinin farketmedikleri bir şekilde sevmeye devam ediyorum. Sevsem de, çoğu zaman onların seçtikleri bireysel yollarında onlarla olmuyorum ve kendi yoluma bakıyorum.

Bana bu güzel duygu ve düşünceleri kazandırdığın için sana çok teşekkür ediyorum Kozmos ve Yüce Yaratan...


ARZ

7 Aralık 2020 Pazartesi

Kendine gel!!!

Yağdırmıyorlarmış yağmur

kurutuyorlarmış toprağı, suyu

açmasın diye çiçekler
kararsın diye gökler
acımasız,
vicdansız Vampirler!..


Bir kükrer, Bin yakarız
anda aleme bakar
elini değil, ceddini yakarız
kendine gel!!!


Gözünün ferrinden
pis nefesinden
leş kokundan tanırız
varsa yakınlarda
umursamaz topunu
acımaz yakarız
kendine gel!!!


Yağdırmıyorlarmış yağmur
son nefesinde karanlık
bir söyler, Bin çağırır
ummadığın anda topunu
yatağından alırız
kendine gel!!!


ARZ

Yalanlar

Yalanlar sektörel
yalanlar vektörel
hakim perspektifler
yalanlar yöresel...

Çıktı çivisi dünyanın
gördük dibini balçığın
sıvandı gerçekler pislikle
bakla bakla düğüm
kilitlendi ağızlar
yalanlar tek gördüğüm.

Yalanlar hakim benliğine
aldığın, verdiğin
sevdiğin güldüğün her şeyde
kabul ettiğin gerçekte
ölüm diye söylenende...

Yalanlar sektörel
yalanlar vektörel
eridin, bittin
çaresiz, kör
yalanlar global
yalanlar yöresel...


ARZ

Sorgulama, devam et

Hiç ağlamadın mı alakasız
bir şarkı fonda?
Üzmedin mi haberin olmadan
alemleri?..

Dünya burası
olunmuyor ki dokunulmaz
içinde bilemediğin bir özlem
Işıklar seninle olsa da
hiç ağlamadın mı alakasız?..

Bulut olman lazım belki
bazen
çimenleri ağaçları sulaman...
Tahammülde sessiz çağlayanlar
kucak açmış doğan güneşe...
Ağlamadın mı hiç
haberi olmadan kimsenin?..

Olduğun yer cennet
rüzgarlar kanatlarında
zerrelerin aşkta olsa da
hiç ağlamadın mı alakasız?

Sorgulama
devam et...


ARZ

6 Aralık 2020 Pazar

Sana susar

Sen özlersen
O da özler
salgıladın mı Aşk Kokusunu
Alemler duyar
sana koşar.

Aşıksan
ayırt etmezsin
çok olur elbet
seversin
hayır diyemezsin
açarsın gönlünü sorgusuz
Alemler duyar
sana koşar.

Bırakır bilimi, ilimi
kalkar perdeler,
engeller
salgıladın mı Aşk Kokusunu
Alemler coşar
bırakır suyu bile
kana kana
sana susar.


ARZ

3 Aralık 2020 Perşembe

Öyle de kabul ettim

Bakmadan gözle
buğulu buğulu tanımsız
öyle de kabul ettim.

Bakmadan gözle
şekilli, altın sarısı, karmaşık
öyle de kabul ettim.

Bakmadan gözle
somut çok
gördüm
öyle de kabul ettim.

Dinlemeden kulakla
duydum, sevdim
öyle de kabul ettim.

İlk önce bakarak tanıdım
doyamadım
gözlerimi kapadım
gönlümü açtım
uzayı aldım
öyle de kabul ettim.

Bini Bir yaptım da
ondan sevildim
ondan sevdim...

Fazlasını istedi beden
gözlerimi açtım
müziği açtım
buğulu buğulu tanımsız
şekilli altın sarısı, karmaşık
çok somut bazen
nedenini sormadım
sadece izin verdim.

O kadar nazik ki
bir bildiği var dedim
öyle de kabul ettim.


ARZ

Tepeden Tırnağa

Severim En Yüksek Aşk'la

ol'urum En Yüksek Aşk'la
'bir' O'na dokunanla...

Sevgiliyiz "Katıksız Ol'an"la
gözlerden nura
tepeden tırnağa...

Dokunduysan
sakınmam
gönlüm feda...

Ol'alım En Yüksek Aşk'la
sarıl bana
sarılayım sana
gözlerden nura
tepeden tırnağa...


ARZ

1 Aralık 2020 Salı

Pek Sosyaller

image host

Çok otururdum
çıkmazdım
çok düşünürdüm
konuşmazdım
yalnız değildim
kendimde sosyal...

Uyarırdı Pek Sosyaller
dışarıdaydılar tam tekmil
sokakta, evde, arkadaşlarda
hep sosyal, Pek Sosyal...

Pek bilirler ya
yakınımda uzağımda
evde ocakta
her yanımda öğütler
verdiler de verdiler...

Dünyalık öğütleri
kaskatı bilgileri
fosil yakıt tecrübeleri
ne oldu değişen şimdi?

Yine evimde
monitörüm pencerem
sandalyem, masam, kahvem
daha da sonsuz ben
çakıldı onca öğüt kursaklarına
yüzlerinde maskeler
gırtlaklarında Korona
ellerinde eldiven
şimdi hepsi evinde
yedim sizi Pek Sosyaller!


ARZ

30 Kasım 2020 Pazartesi

Kapılar açıldı

Belli ki kapılar açıldı ve son dakikaları bekliyoruz. Bir yandan nüfusun büyük çoğunluğu olan'dan bihaber, günlük endişelerinde, işinde, gücünde ve ideolojisinin uyuşturucu etkisinde...

Belli ki; kapılar hakim güçler tarafından daha çok negatife davet için açıldı. Çok şey umuyorlar. Bu bir anlamda bilenler için endişe verici, ancak kapılar açılırken bir o kadar içeri Yüksek Aydınlık Güçler de girmekte ve bu da sevindirici... Masal sandıklarınız henüz size duyurulmadan gerçeğiniz yapılmak üzereyken, halen bir çoğunuz düzmece hikayelerle kendi felsefenizi geliştirdiğinizi düşünerek uyuşmaya devam ediyorsunuz.

Belli ki; aslında aydınlıkla karanlık arasında görünmeyen bir savaş var.

Yine de bu olan'ın iyi tarafları da var bilenler için. Hayatta kalmak en önemli mesele değil artık. Hayatta kaldığın sürece esas olan Gerçeği görmek ve bilmek önemli. Yarın burada yaşamıyor olabilirsin, ama ne şekilde burada yaşadığın önemli... Evet, yaşamaya devam edersen bu bir kâr sayılabilir, ancak bilinçte olman hepsinden önemli, çünkü bedenin seninle gitmeyecek, ama bilincin senin sonsuzdaki yolunu rotanı çizecek. Hiç bir şey imkansız değil. Bedenini de yanında götürmen mümkün, ancak bu oldukça zor...

Seçim artık çok önemli...

Tüm türler ve güçler içeri girerken; sen hangi taraftasın?.. Ya da tam nötrde, ancak bilinçte misin?..

Hiç bir şeye kafa yormayıp, görenleri dinlemeyip, bilinçsiz robot bir beden gibi sadece hayatı mı yaşıyorsun?.. "Ölünce ölür giderim, bana ne?!" mi diyorsun? Ya da; "ben her şeyin farkındayım ve olan ne olursa ol'sun, Yüksek Aydınlık Bilinçte kalacağım ve korkmuyorum!" mu diyorsun?..

Masallar gerçek oldu. Uyan! Yarın yaşa veya öl, ancak bilinçte kal!..


ARZ

Bilemezsin

Üzülme; üzersin
ve inan kimi
bilemezsin!

Üzülme; üzersin
bağlıdır biri veya bini
görüyorsan bilirsin
üzmezsin...

Yok sadece kendin
sende olan biri değil, bini...
tek bağdır sevgi
çıktı mı kokusu Aşk'ın
bir değil
bini gelir bini!..

Üzülme; üzersin
nereye varacağını
selleri göz yaşlarını
bilemezsin!

ve güldüğünde bir kere
biri değil
bini sevindirirsin
unutma, hatırla!
her bir nefes ol'ur
binin nefesi
eksik etme gülmeyi
üzülürsen
kimleri üzdüğünü bilemezsin!..


ARZ

24 Kasım 2020 Salı

İnatla devam ediyor

Aşkım korlanıyor bazen
ateşler saçıyor
cilvesi bu oyunun...

Sarılmış etrafın
çıkamıyorsun dışarı bazen
aşkım korlanıyor o zaman
ateşler saçıyor
yakıyor...

Korkuyorum incitmekten
hatırlatmam gerekiyor
ince eleyip, maşalıyorum
uyandırmak için
içimde patlıyorum
dışarıyı yakmıyorum
cilvesi bu oyunun...

ve Aşk'ım...
İnatla devam ediyor.


ARZ

Bilmez Gafil

Bir göz kırpsak
Bini gelir
biliriz
izin veririz
çileden yansak da
içeride güleriz...

Yalnız zanneder Gafil
biz hep cümbüşlerdeyiz.
Bin yerde kolumuz
alev alev Aşk'ımız
asla yalnız değiliz.

Bir ağlasak
Bin ağlar bizimle
karışır ortam
sebepsiz dertler
koşuşturmalar sarar
anlamaz Gafil...

Bir göz kırpsak
ortada kalır
yalnız...
Biliriz izin veririz
ama bir yere kadar
bilmez Gafil...


ARZ

19 Kasım 2020 Perşembe

İnsanoğlu

Korkuna, endişene
sağlığına, hastalığına
kodumunun İnsanoğlu!

Ötesine, berisine
doğrusuna, yalanına
kodumunun İnsanoğlu!

Yüreği iki
ciğeri beş kuruş
mutluluğu satılık İnsanoğlu!..

Samimiyeti ambalaj
bakışı yılan
nefesi kokan İnsanoğlu!

Zamanı tükenmiş
alarm kapıda
olacak'tan bihaber İnsanoğlu!

Koş or'dan oraya
etekleri tutuşmuş
yanlara sapmış
özünden uzak
fırıldak İnsanoğlu!

Olma fedaisi Işığın
kal gölgede
gösterişte, pakette, bilgide
takıl sen, devam et
kalmadı sana gerek
Kaybeden İnsanoğlu!..


ARZ

16 Kasım 2020 Pazartesi

Savaştasın!

Korkma
aç kanatlarını
iki yana yayılsın!
İstersen Işık
istersen alev yayarsın.

İhtişamını bırak aksın
açılsın!
boyutlarını görsen
sen de şaşarsın!

Yüksel ki göresin
rüzgarınla esesin
ateşinle yakasın
hak edeni sevesin.

Korkma
aç kanatlarını
iki yana yayılsın!
Koparmaya kalkanı
yakarsın!

ve sakın kaçma
artık savaştasın!..


ARZ

Celal'i haketme!!!

Meydan temizliği okey; zaten çok kirlendi, ancak

gerekmeyenler tek bir zarar görürse, size soracağımız hesabı hayal bile edemezsin!

Hiç sonsuza dek ensende gürül gürül yanacak bir ateşi hayal ettin mi?..

Fişimizi aynı anda en büyük Işık'a ve en yoğun Ateş'e, gerektiğinde kullanılması üzere taktık. Cemal'e yakın ol ve Celal'i haketme!!!


ARZ

15 Kasım 2020 Pazar

Önce sen uyan!

Tüm bu güzel küre üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan güçlerin olduğunu, hakkında konuşulan şeylerin uydurma masallar olmadığını hala anlamadınız mı? Anlamazsanız çıta yükselecek; o zaman ne durumda olacağınızı acil olarak hayal edin! Böylece algılarınız şu an olana odaklanacaktır. Farkında ol'ana kadar güçler üzerine daha ağır şekilde çökecek, çünkü aslında tüm insanlık bütünde ve bireysel ölçekte aynı anda sınanıyor.

Önce bireysel ol'arak uyan, sonra uykudan uyanış bütüne hakkıyla yansır. Ama önce sen uyan!..


ARZ

Bitirmeye geldim

Duydum
özgür ol'mak için
sevilmek için
kırılmamak için
sevmek için
çığlığını.

Duydum
yorulduğunu
bir hiç uğruna
pes etmemek için
direnmeni...

Alışkanlıklarını
uyduklarını
bildiklerini
öğrettiklerini
kabullendiğini...

Duydum çığlığını
dumanı
çıktım Ateş'in içinden
bilenmiş dişlerim
elimde kılıcım, kalkanım
kesmeye geldim!

Duydum çocukları
acıları
tükenenleri
çığlıkları
yalanları
çileleri
kördüğüm bağları da;
söndürmeye geldim!

Arkamda milyon askerim
gülen yüzüm, bedenim emin
gözlerimde alevlerim
duydum çığlıkları da;
çıraları yakmaya
değil dolaylı
doğrudan
yangını, pis dumanı
bitirmeye geldim!


ARZ

12 Kasım 2020 Perşembe

Kendi içlerine dönmedikten sonra

UFO görmek isterler
yok kanatları
uçup, kaçarlar
teknolojiye bayılır
tezler üretirler
paralel evrenler
boyutlar arası geçişler
tenekeye metale bayılır
ne yaşadıklarına bakmazlar
dahil ol'mazlar
uzaktan bakarlar
teknolojiye bayılır
teknolojide boğulmuşlar.

UFO görmek isterler
kanıt kanıt koşar
içeri bakmaz
uzakta kalır
içeride ol'mazlar.

İnadına pompa Işığa
Askerlerim, Canlarım, Ailem!
İnadına oyna onlarla!
Çıldırsınlar meraktan
düğüm üstüne düğüm
karmakarışıklar.

İnadına pompa Işığa!
şaşırt, buğula
gölgeler, renkler şekilsiz...
bırakma
verme beklentilerini
kendi içlerine
dönmedikten sonra!..


ARZ

Bir gün Bal

Arı ol'ursam Çiçek ol Arı ol'ursan Çiçek ol'ayım Işık'tır bal aramızda akar ol ki Arı ol ki Çiçek sonra Bal ol...

Bilir gideceği yeri
verdikten sonra
içi rahat...
Bal ol'duysam
Bal ol
varsa güven
haber ver Kovan'a
sevinsin çocuklar
umutlansın.
Arı ol'ursam
Çiçek ol
Arı ol'ursan
Çiçek ol'ayım
sonra sen, ben, o
çocuklar
herkes bir gün Bal...
ARZ

Çıraklar bırakılmayacak

Çirkefe uyarsan; Çirkeflik Ustası amacına ulaştığında seni yolda bırakır. Ve sen, kendin bir usta olmadan, sadece çıkarın gereği Çirkef'e uyduğun için ortada güçsüz kalırsın. Çirkef; Şeytani Enerji...

Güçlü bir çirkef değilsen; Işık, mücadele çizgisi yükseldiğinde sana öyle bir çirkef olur ki, onun Celali karşısında dayanamazsın. Işık aydınlığı temsil ediyor diye; Celali olmadığı sanılmasın!

Çirkef; misyonu gereği Rabbin ona izin verdiği süre dolana kadar görev başında... Ses geldiğinde yalnız kalmamak için ya usta bir Çirkef ol, ya da tam bir Işık Parçası ol. Kendi yolun nereye doğruysa o yolda tam yüksel. Ses geldiğinde ortada çıraklar bırakılmayacak, ayıklanacak. Bu yüzden artık seçimini yapmak zorundasın.

Hangi yoldaysan kendine tam odaklan ve keskinleş!


ARZ

7 Kasım 2020 Cumartesi

Sen mutlu ol da

İtişme-Kakışma
arbede-darbede
Dünya
hüzün, mutluluk
hem içeride
hem dışarıda
gün gelir kahkaha
gün gelir ağlama
yordun bizi Dünya.
tüm suçu ben alayım
sen mutlu ol da...

Biliyorum
canavarım bazen
ben yaratmadım ateşi
koydular ağzıma
yandı dilim çoğu kez
püskürttüm alevi
aldıysan ucundan nasibini
yanarım ben boş ver
sen mutlu ol da...


ARZ

2 Kasım 2020 Pazartesi

Aşk galip

Sızdığımdan beri Mana'ya
düştüm sonu olmayan
parçalayan Aşk'a.

Teknik, merak, araştırma
ispat soldu
atıldı ikinci plana
Aşk galip...

Ben değil Madde'yi
Madde takip etti beni.
Işıklar akşamıma
sabahıma doldu da
bıraktım peşini.
Aşk galip...

Masal dediğiniz
şaşırdığınız
görmediğiniz Gerçek.
Gönlüne göre görünür
Mana'ya göre dizilir
elektron, zerre, DNA.
boşuna uğraşma
anlamazsın
yanmadıkça, parçalanmadıkça

Aşk galip...


ARZ

Ol'uyor...

Evet çok büyük değişiklikler ol'uyor. Biz bunu çağırdık, çünkü bunu yapanlardandık. Manada emir verildi maddeye, dönüşü olamaz ve ol'uyor.

Biz bu olan'a canımızı, amacımızı adadık. Yaratan'ın Fedaisi ol'duk. Canından endişe etmeyi anlamadık, çünkü yaşam sonsuz.

Zinde kal, umutta kal, ışıkta ol!..

Yapabileceğin tek şey en üst noktada Yaratan'a teslim ol'up, O'na güvenmek. Plana güven! Korkma! Neşe yaratacağın son şey de bitene kadar gülümse ve coşkulu ol! Çünkü az kaldı... Değişim son noktaya geldiğinde sahneler yenilenecek. Heyecanı yaşa ve umut ver etrafına! Gül!..

Işığın merkezinde bir tek kendin varsın. Kozmos'un merkezi sensin ve oraya bütün koruyucu enerjiyi, şifayı ve oluş'u çağırabilirsin. Bu süreçte sık sık bunu yap. Merkezde en yoğun ışık noktasısın. Senden başlayan ve sevdiğin bir kaç kişiyi de içine alan koruyucu bir ışık dairesi büyüt. Bu daireye dahil ettiğin canlar ve onların bulunduğu mekanları ışık konstrüksiyonu içine al. Bunu hayal gücü ile gerçekleştirirsin. Bunu aklına geldikçe yap ve seninle irtibatta olan yüksek bilinç canları da bu hayaline ortak et, onların desteklerinin daimi olmasını iste. Bunu rica, emir ve sevgi karışımı olarak yap, çünkü şu anki bilincinle kendinin de kim olduğunu ve gerçek gücünü bilmiyor olabilirsin. Önceden kim olduğunun da önemi yoktur eğer bu etkileşimi şu an yaratabiliyorsan. Neysen osun ve buna takma. Emret, rica et ve sev!..

Korkma, gül ve sevin, sevindir!


ARZ

1 Kasım 2020 Pazar

Bitirici

Beni üzeni üzerim
sonra çekilir
dinerim.

Sevdiğimi üzeni büzerim
üzerine kara bulutlar çeker
tövbe edene kadar
kaderini dürerim
hasta ederim!

İnsanın içini bilirim
ciğer, yürek, böbrek, beyin
hepsinin röntgenidir işim
ucu bana dokunursa
kordonu keserim!

Sevdiğimi üzeni büzerim
ayağını yere çekeni
düzerim!
ağırlığını alır
keserim!
yavaşça eritir kaderini
ruhuna hükmederim!

Çünkü ben Bitirici'yim!


30 Ekim 2020 Cuma

Planlayıcılar ve Gençler

Genç neslin umarsız, aşırı özgüvenli, hiç bir düşünce ve inanç alanında dahi otorite kabul etmeyen hali bir anlamda elverişli bir tarladır. O tarlalar yeni boyut geçişi için; henüz ağır taş blokların üst üste dizilip rijit bir taş bina gibi üzerinde engel oluşmamış yeni araziler gibidir. Bunu kendi evlatlarınızda sizler de gözlemlemektesiniz. Şu sıralar onlar, herhangi bir dini bilgiye, gelen kanal mesajlarına ve maneviyat esaslarına bile önem vermemekteler.

Tarlanın otsuz ve binasız saf şekilde bekliyor ol'ması fonksiyonel bir bekleyiştir. Onlar durumlar değiştiğinde ortaya çıkacak Sonsuz Kabuller'e doğru mutlaka uyumlanacak teçhizat ile aramızdalar. Onlar bugünlerde; henüz ayaklanıp, yürümeye başlamamış yaramaz çocuklardır ve potansiyelleri büyüktür. Zamanı geldiğinde Planlayıcı ve Kurgulayıcı Spiritüeller onlara ana prosedürleri anlatacaklardır.

Ancak, bir de hem onlar gibi temiz, hem de anlamlar üzerinde uzun süredir odaklanarak yeni döneme hazır hale gelmiş Planlayıcılar vardır. Planlayıcı ol'mak; hayalperestliği, ol'mayan şeyleri kurgulamayı ve bir çok manevi düşünceyi yaşam sürecinde kendinde devinim halinde çalıştırarak, uzun antrenmanlar yapmış ol'mayı da içerir. Madde her zaman Manayı takip eder. Kurgusuz Yeni Düzen olmaz.

Birileri anlam yüklemeden açık bilinçle beklerken; birileri de zaman ötesinde anlamları kurgulamaktadır. Planlayıcıların bazıları şu an Dünya'da, bazılarıysa dünyadışındadır. Planlayıcıların kurguları Kapılar tamaman açıldığında ve yaratıcı enerji tam serbest kaldığında hayata hızla geçecektir ve yeni dönem yaşanmaya başlayacaktır. Ana Plan; Dünya'yı cennet şartlarına çekmektir. Hem Dünya Ana'yı, hem üzerinde yaşayanları, en yukarıdaysa Yaratan'ı sevindirmektir.

Genç nesil içinde Manaya da uyandırıbildiklerimizi ara hatırlatmalarla denemekteyiz, ancak zorlamak onları karşıt tepkimeye sokmaktadır. Haddi aşmak eski öğretmen tavrı sergilemek olacağından bunu yapmıyoruz. Onlarla genç ol'uruz, çocuk ol'uruz. Onlarla birlikte eğleniriz. Onları çok severiz ve koruruz. Tarla zarar görecekse; geri çekilir ve sabırla bekler, izin veririz.

Planlayıcılar zamanı geldiğinde sahaya gerçek kimlikleriyle ve güçleriyle Uygulayıcılar olarak ineceklerdir. Her şey Cennet gibi bir Dünya için...


ARZ

29 Ekim 2020 Perşembe

Üst Bilinci Tahrik et!

Şimdi biraz durun ve sizden başka insanların yaşayıp da, anlattıkları, kayda aldıkları ve paylaştıklarına 'dışa doğru odaklanma' ile özenmeyi bırakın, ya da bunu azaltın!

Kendi kafanızın üstünde olan görünmeyen ve üste, sonsuza doğru bir koni gibi açılan enerji çekim alanına yönelerek, orada sizinle ilgili olan enerjileri cezbedin! Onlara 'daha üstte olan hali' hakettiğinizi severek hissettirin. Yani sonsuzluğu sizin buradaki bilincinize doğru tahrik edin ki; dikkate alının.

Başkalarının sergilediklerini izleyip, hayrete düşüp, "Vay be!" deyip, sonra yerinize sessizce, hiç bir şey yapmadan oturdukça o şeyler sizde olmayacak!

Yukarı doğru başınızın üzerinden açılan bu kapıya yani konik alana sık sık, içe yönelip, dışa kapanarak odaklanın. Onlarla sohbet edin, sevginizi belirtin, daha yukarı bilince izin ve onay verdiğinizi belirtin. "Artık tamam! Ben hazırım!" diye onları motive edin.

Bunu egzersiz gibi sık yaparak rutine bağlayın ki, size özel yükseliş ayarları yapılsın ve sizin için özel bir metot oluşsun. Bunu gerçekleştirirken çoğu zaman zihninizi devre dışı bırakıp, beklentilerinizi dahi hayal olarak içinizden konuşmayın. Bu anın %90'ında teslim ol'un, çünkü sizden ötede çok daha büyük bir şey var ve o her şeyi sizin için zaten hallediyor. Sizden ötedeki Siz de bu yöntemle özgürleşir ve buradaki size etkiler göndermeye başlar. Sizden daha üst bilinçte olan varlıklar da bu metotla sizinle daha rahat çalışırlar. İnanın ödülleriniz peş peşe gelecek ve bu halde ol'maya alışacaksınız!

Öyleyse haydi! Hemen şimdi bak ve GÖR!


ARZ

28 Ekim 2020 Çarşamba

Şaşma, Yanılma, Kanma!

Ne o? Sürekli kamerama Uzaylı Dostlarımız ve Üstat Canlarımız görüntü bırakıyorlar diye beni bir UFO Avcısı veya UFO Araştırmacısı zannettin?!.. Şaşma, yanılma, kanma!

Ben bir manevi kaşifim. Sadece kendimde derinleştim. Madde Manayı takip eder; bunu hala mı bilmedin? Madde bizi takip eder, çünkü o da Biz'i sever. Sonsuz Hayat Okyanusunda yüzerken yüzüne kokular, rüzgarlar, renkler çarpar ve Biz o sırada onları isimlendirmeyiz ve tanımlamayız. Onlar zaten Aşk'ı takip eder ve eteklerimize yapışır.

İnsan'ınsa bu zamanda mucize dediği çok şeyi görmeye ihtiyacı var. Yansıyanlar sadece Mana'nın çok küçük renkli ve maddi işaretleridir. Bunları görsün İnsan, ancak esas olana tutunsun ve onu merak etsin.

Şu anda Dünya'da izlediğiniz binlerce renkli, renksiz görüntüler var. Onların hepsi çoğu zaman manadan maddi yansımalardır. Bu seviyede bir merakta kalma; ötesini, onu oluşturanı merak et. Kendini merak et ve içeri bak...

Renk cümbüşünü izleyip izleyip, hayrete düşüp, maddeye kanma!


ARZ

27 Ekim 2020 Salı

Büyük Değişim'e hazır ol!

Yakında inşAllah değişim gerçekleşecek ve Bizler gerçekten beklentisizce eğlenerek yaptığımız şeyle yaşayamaya başlayacağız! Büyük Kutlama'ya hazır mıyııııııııııııız?! 🙂

Zorunlu ve aç kalmamak için sevmek zorunda olduğumuz işi yaparak değil; gerçekten Bizi eğlendiren ve Bizde sevgiyi işleyen şeyleri yaparak!..
Kim demiş köle gibi, sevmediğin şeyi yaparak yaşamaya mecbursun diye, kim?!!!!!!! Bunu size böyle dayattılar ki açılmasın bilinciniz! Artık Işık karşısında karanlık gücünü yitirmek üzere. Bu yoksunluk halinde dayatmaya çalışan, buna hizmet eden ve buna bilinçsizce uyanların hepsi toz olurken, ayakta kalmaya ve korunmaya hazır mısınız?! Kılınıza zarar gelmeyeceğinden emin ol'mak ne güzel bir şey değil mi?..
İnanan dostlarınla sen de şimdiden bu tanımsız büyüklükteki sevinci paylaş ki; daha hızlı ol'sun ve uyumun çabuk ol'sun.
Öyleyse hazır ol, güven ve inan!
ARZ

UFO Şaşkınlığı ve Hayretler

Toplum genelinde şu anki genel psikolojiye paralel olarak, elde edilen UFO görüntülerine halen bir bilim şaşkınlığı ve dualite bakışı söz konusudur. Halbuki hayret etmeye devam edip, her zamanki işinize odaklanılacak zaman değil; artık o aşama da çok geride kaldı. Bu meraklı ve hayret ifade eden bakışın; bugün hala bir Lamborgini'nin arkasından 'ne güzel araba!' demekten farkı yoktur. İçsel ve bedensel dönüşüme odaklanmak lazım. İlüzyon, teknoloji, madde sadece mananın bir koludur. Manaya sızmak şu an çok önemli. Lütfen tüm Işık İşçileri ve Işık Savaşçıları; elde ettikleri çekimleri paylaşırken, ürünün sunumuna eklenmiş bir bilinçlenme mesajı da koysunlar.


Ya hayret edip, etrafa göstere göstere alt boyutta kalırsın, ya da doğal sayıp kendinde de o gücü ortaya çıkartarak bir üst boyuta şifayla neşeyle geçersin. Dünyanın dibine kadar gelip, bir örtü gibi kaplamış olan yoğun yüksek enerjiye dahil ol'arak üst boyuta tutunabilirsin. Hayretin sonu yok; gayret lazım...

Ha! Bu boyutta kalmak çok mu önemli? O zaman en büyük muzaffer mi olursun? Yooooo?.. Önemli olan; şu anki şartlarda ve şu anki bedeninle tam bir ışıksal aşkı inşa edip, boyutun ikinci dönemdeki keyfini çıkartabilirsin. Şart mı peki? Yooooo...


ARZ

Tövbe edin ve Özür dileyin!

Masum Dünya Halkının hakkını çok fazla yediniz ve iyice ayarı kaçırdınız. Üzerinde olduğunuz hayırsız ve şeytani operasyonlarda iddialı mısınız? Ya tövbe edip bütün İnsanlık'tan özür dileyin, ya da...!

---------------
You have done too much bad unforgiven things to the Innocent People of the World and thoroughly missed the setting. Are you assertive in the evil and evil operations you are on? Either repent and apologize to all Humanity, or?!..
ARZ

Sadece teslimiyetin var.

Tanıdık, akraba veya uzman hatta üstat olması farketmez! Büyük Plan hepinizin egolu beklentilerini aşar! Birbirinize gösterdiğiniz jestleri aşar! Mürşit sandıklarınıza gösterdiğiniz ilgiyi aşar! Teslim ol ve alçak gönüllü ol! Hiç birinizin diğerine sergilediği rollerin önemi kalmadı! Şimdi kenara çekil ve teslim ol'mayı başar! zaman gösteriş zamanı değil. Kimsenin sizi onore etmesinin veya size öğretmenlik taslamasının da önemi yok. Yaratan'ın Celali üzerine çöktüğünde bildiklerin bile yanında durmaz! Sadece teslimiyetin var.

ARZ

26 Ekim 2020 Pazartesi

Onları gayet rahat görebilirsiniz!

Çekimlerini hayranlıkla takip ettiğim bir arkadaşımız, uzun ve çok güzel bir 'UFO çekimleri teknik bilgilendirme yazısının' bir yerinde "UFO'ları bir insanın çıplak gözle görebilmesi asla mümkün değildir." şeklinde bir tanımlamada bulunmuş. Bu söz kesin yargı içerir ve bu tutum doğru ol'maz. Çünkü kimilerimiz görebiliyor.

"Evet bu görebilme şekli, katıksız anlamda 'insan beden sistemi fiziksel göz organı' ile gerçekleşmiyor." diyebiliriz, ancak özel algı ve optik ayarlar varlık alanınızda yapıldığında, bu tanımı yalanlayacak ölçüde bir görüş gerçekten sağlanabiliyor. Sadece teknoloji ve dünya bilimi ile uzaylı canlarımızı ve size onların görünme şartlarını tanımlamak doğru ol'maz. Lütfen hemen bu tür sınırlayıcı tanımlara bilincinizde ok vermeyin! Bu tür bir kabul; sizlerin bilinciniz önündeki kalkması gereken perdelerin kalkmamasına veya yavaş şekilde kalkmasına neden olabilir!

Lütfen bu tür tanım cümlelerini hemen şimdi burada bilinçaltınızdan silin!

Artık bütün fiziksel, optik ve maddi şartların bildiğiniz kuralların dışına çıkarak, gayet doğal şekilde kırılabileceği seviye hareketi başlamıştır. Canlarımızı ve araçlarını görebilmek için son teknoloji cihazlara gerek olmadığını kendinize içsel ol'arak kabul ettirin! Çünkü seçimler ve o seçimlerin hayatınıza inşası söz konusudur. Masada herkese açık olan ziyafetten kendinizi mahrum bırakacak strateji ve kabulleri beslemeyin!

Öyleyse hemen şimdi; bak ve GÖR!


ARZ

25 Ekim 2020 Pazar

Geçmiş Kral'a saygı

Beklerlermiş beni
el pençe divan, sevgi seli
anlarım sizi
geçmiş Krala saygı...

Buraya kadar gelmiş
derler kutlamaya az kaldı
ışık ışık sarmalamış
gözler kapalı, renkler baki
ufuk yakın
burada benimle her an...

İnsan ol'duk katlandık
değer gördük, paklandık
güç kapıda, sesler arttı
dayanamazlar bilirim
geçmiş Krala saygı...

İnsan henüz kalbim
bedenim etli kemik
ne edeyim?
pek de istemedim
söz verdim geldim.

Anlarım heyecanını
beklemeni
ışık duşu, renk cümbüşü
taktir ederim
sevgine, aşkına takıntım
ben size zaten kapıldım
geçmişimin sonsuzları
kanatlı melek
garip kuş
uzayın fatihi
aşkımın göz yaşları
beklermiş beni Orada
canlarım benim!

Ancak sürprizim var
önce lütfen
hazır ol
tahtımı hazırla!
geçmiş Krala saygı...


ARZ

Kendinden Ötedekine

Hani eskimiştir mantık
geçmiştir yıllar
dizilmiştir dersler
dertler üst üste
tecrübe taşlaşmış tepe...

Bir iltifat veya bir soru
hani yaparsın ya bazen jest
çullanır üstüne böyleleri
insan sarrafı, tecrübe, öğüt
yığılır üst üste
daha kötüsü
basamak olur
bir sonraki baskıya gebe...

Dokundukça kabarır
çıktıkça çıkar tepelere
tepene...

En nefret ettiğim şey!

Her bir jest
sorduğun soru
çıkartır biraz daha tepene
tepelere...

Ya bileceksin selamın, jestin kime
ya keseceksin tepeleri
bitireceksin
taşlaşmış tecrübe
akmaz ki hiç bir yöne...

Beslemem kör karanlık
kaybolmuş tecrübeyi
miadı dolmuş gafil
ne biriktiyse yıllarında
bırakırım kendisine
dokunmam saniyesine
benim jestim nezaket
masumiyet
en derinde
kendinden ötedekine...


ARZ

24 Ekim 2020 Cumartesi

Bekle

Bu bir saldırı değil, bir mecburiyet...
Olması gereken bir ayıklanma, müdahale...
Korkma!
Bu şimdi ol'masa daha zor olurdu. Güven...
Kanma anılara
kanma duygularına perçinlenmiş yakınına
Senden değilse artık olmaz!
Yollar ayrıldıysa yanında durmaz!
Masumca, üzmeden, hiddetlenmeden
ayır ruhunu sessizce sıyrıl.
Yolunda değilse gelmez
gelemez!
Bu bir saldırı değil, bir mecburiyet...
Olması gereken bir ayıklanma, müdahale...
İstesen de ol'uyor, istemesen de.
Seni, beni, onu dinlemez!
Ya duyarsın, dinlersin
ya duymaz, dinlemez...
Korkma!
Ayrılıyor yollar
ayrılıyor sapla saman.
Bildiğin moraller, bildiğin kelimeler
bildiğin bağlar işlemez!
Özde ol'mayan seninle gelemez.
Geçmişe veda vakti
kalma geride!
Tutun şimdiye!
Önünü görmesen de
merak etme
korkma!
Netleşecek önünde
yalnız değilsin!
Sabır biraz daha
sabır...
Bu bir saldırı değil, bir mecburiyet...
Olması gereken bir ayıklanma, müdahale...
Sadece sabırla inan
ve bekle...


ARZ

Olmaz!

Bu kadar fiili, hukuksal ve fikirsel cinayetin olduğu bir kürede, doğal yolla bir huzur ve refahın inşa edilebileceğini mi sandınız? Bu yüzden yukarıdan müdahaleler başladı.


ARZ

20 Ekim 2020 Salı

Hep oradayım

Karşımda, sağımda-solumda
içimde ışıklarım
ben artık hep oradayım.

Kızdığımda bir şeylere
Allah'tan gelen gamsız
sonsuz umutlardayım.

Alsalar her şeyimi
sökseler yerinden kalbimi
güler geçerim
içimde ışıklarım
ben artık hep oradayım...

Dindirdiklerini sansalar
laflarıyla üzerime bassalar
elimden kalemimi alsalar
güler geçerim.

İçimde ışıklarım
ben artık hep oradayım.


ARZ

Yalnız değilsin.

Görevim etrafa gülücükler dağıtıp, önüme geleni mutlu etmek olsaydı öyle olurdum. Tıpkı senin gibi; bunun bende olmadığını anladım ve açık ettim.

Ne yazık ki 'hibe mutluluk' bekleyenler biraz idare etsinler, çünkü işimiz Büyük. Tarihi silmeye ve yenisini yazmaya ahdettik. Bu arada seni görmezse gözlerim Sevgili Tarihim ve diğerleri; affet... Kişisel değil; kitlesel... İşimiz büyük... Biz bu olan'a hayatımız pahasına ahdettik.

Burada görünen ve değer verilen hayat, Esas Olan'ın yanında sanılanın çok ötesinde küçük ve geçici... Bunun yanında küçük hayatlar kimi zaman aşağıda ve kesilebilir. Çünkü zaten uzaklara bağlanmadılar.

Canından bu uğurda içsel olarak vazgeçmiş herkes bunu anlar. Diğerleri anlayamaz, hayretlere düşer ve iç güdüleri gereği gölge olmaya, yapışmaya devam eder.

Görevimiz etrafa gülücükler dağıtıp, önümüze geleni mutlu etmek olsaydı öyle olurduk. Ama olmadı...

Kum Saatinin öbür tarafına geçen herkes yemine ortak ol'ur ve görmezden geldiği her an kendine ve Kozmos'a hesap verir. Yalandan kurtulan herkes Gerçeğe borçlanır, elçiliğe imza atar. Bunun için; içsel anlamda bağlarını kes! Merhametsiz, vicdansız ve kalpsiz olma, ama bağlarını kes! Büyük Hediye'den mahrum kalmak istemezsin.

Onlar için ölür müsün? Ne için, ne uğruna?..

Ölmeden önce öl'dün mü?

O zaman bilmelisin. Onlar için ölmene gerek yok. Ya da ölmeden önce ölmedin henüz?..

Kendinde mutlu ol'mayı başarmamış herkes bu saatten sonra kendinde bitecektir ve başkalarına dirsek temasında olmaları fayda etmeyecektir. Sakın kolunu onlara kaptırma!.. Büyük Hediye'den mahrum kalmak, kendinden mahrum kalmakla aynıdır. Evet biraz zordur, ama yapmak zorundasın!.. Ve merak etme; kardeşlerin çok fazla sayıda ve yalnız değilsin.


ARZ

Açık Ceza Evi

Açık ceza evidir dünya bize
artırdıkça artırır baskısını
sen yukarı yöneldikçe
bastırdıkça bastırır
dibe çeker ayaklarını.

Dört bir yandan duvarlar
gittikçe daralır mesafe
ve sen
haykırıp kırana kadar
dağılmaz başının üzerinde
kara bulutlar
o keskin leş kokusu.

Açık ceza evidir dünya bize.
Biliyoruz
dışarıda ışıl ışıl güneş
ışıkta herkes kardeş
başladı buluşmalar
ama hala çoğu gölgede...

Kulak ver Sese ey Dost!
duvarlar yalan
kelepçeler beyninde!
gördün mü o pecereyi köşede?
çek bantı gözlerine
müebbettekilerden olmadan
kır duvarlarını
inan Sonsuz Işık göklerde...


ARZ

19 Ekim 2020 Pazartesi

Edinme Gölge kimseyi

Edinme gölge kimseyi
sevdiğini, küçüğünü
büyüğünü
geçmişini.

Yoktur Tepe'de gölge
En Yüksek için buradasın
edinme!..

Ya kibarca kop gölgelerden
ya da bas üzerine ışığı
acımadan.

Edinme gölge kimseyi
engel gördüğünde onu
geç olacak
geçmiş olacak
ve tepkin
sende kalacak
edinme gölge kimseyi
ışığına bak...

Vicdanına tutunur
sevgine tutunur
yapışır ensene
Gölgeler kuytundadır
güneşe baksan
rahatsız olur
aşağı çekerler
edinme!..

Edinme gölge kimseyi
sevdiğini, küçüğünü
büyüğünü
geçmişini.
Çözülür
toz olur gider gölgeler
Tepe'de son hesap
sadece sana sorulur.


ARZ

Neden dikenlere alışmadın?

Kim söyledi sana aydınlanınca hayat susuz-sabunsuz olacak diye?

Tersine; güllerdeki dikenleri gördün, onlara dokundun.

Düştün düştün üzüldün de; şimdi kalkmayı öğrendin.

Gelmiyor mu gökyüzü kokusu artık farklı burnuna?

ya esen meltemlerde yeni olan neyi gördün?

içtiğin suda yeni olan neyi farkettin?

Şükrettin, yukarı baktın.

daha fazlası için içe döndün.

Dikenler battı arada; ağladın.

Dünya burası; gölgeler olmayacak mı sandın?


Kim söyledi sana o gülü eline alınca dikeni olmayacak diye?

Haydi battı, kanadı elin diyelim!

akan kanı neden kendinden bilmedin?..

bal gibi düşüp de tekrar ayağa kalktın!

Peki

neden artık dikenlere alışmadın?


ARZ

Ol'ması gerekenim

Çoğu akşam alkollü içki içiyorsam; "alkolik" değilim. Sadece keyfe izin verdim.

UFO'lar benim kamerama devamlı görünüyorlarsa "UFO'cu" değilim. Bunu hakettim.

Hayatın derin anlam ve sonuçlarını iletiyorsam; "Spiritüalist" değilim. Konuşan bir kaşifim.

Her gün meditasyon yapıyorsam; "Meditatör" değilim. İhtiyaç ve çekim hissettim.

Sadece 'her şeyi doğal kabul eden' İnsanım. Ol'ması gerekenim...


Siyasi parti liderlerinin ne dediklerini takip ediyorsam; "partizan" değilim.

Atatürk'ü seviyorsam; "Atatürkçü" değilim.

Sık et yiyorsam; "etobur" değilim. Sık sebze de yiyenim...

Arada insanları güldürüyorsam; "komedyen" değilim. Sadece arada ben de eğlenirim.

Bugünü burada yaşıyorsam; yarın burada değilim. Çünkü her yer benim.

Yansıttıklarımla beni tarifliyorsan; ben o değilim.

Sadece 'her şeyi doğal kabul eden' İnsanım. Ol'ması gerekenim...


ARZ

17 Ekim 2020 Cumartesi

DNA ve Boyutlar Şeması

image host

Bu bir teori ve kesin dayanakları olan bir buluş değildir. Sadece anlık ilhamla aklıma düşen kanımca işe yarayan bir düşünce modelidir.

Şimdi keskin tanımlamalarla size düşüncemi iletiyorum.

Şu anki boyutumuzun realitesini daha önce de "Kum Saati" şemasıyla anlatmıştım. Kum saatinin alt bölümü şu anki boyut realitemizi temsil eder. Bunun bir üzerindeki sonsuz bilinç veya hiçlik bilinç halini ise, kum saatinin orta noktasından yukarıda olan bölüm temsil eder. Ortadaki geçiş noktası, geçişe uygun, ancak büyük fedakarlıklarla geçilebilirliği olan bir karadelik gibidir ve alışılmışın aksine bilinciniz kum gibi aşağı doğru değil, tersine bir mukavemetle yukarı doğru akmalıdır. Bunu yapmak ciddi bir adanmayı ve adeta bu boyutta yok olmayı bile kabul etmeyi gerektirir. Bunu yapabilmeniz içinse Teslimiyet en uygun eylemdir.

DNA modelinden üst üste dizilmiş ara kesitlere bakarsanız; sayısız kum saati ve sayısız geçiş anlarının zincirleme şekilde size aşamaları anlattığını da görebilirsiniz. Yani bu boyutun çekim ve kabullerinden sıfır noktasından yukarı akarak kurtulmanız mümkün olduğu gibi, bunun bir üstünde ve onun da bir üstünde bir diğer geçiş, bir diğer boyut vardır ve bu geçişlerin sonu yoktur. Dolayısıyla boyutların da sonu yoktur.

Ancak şu an dünya boyutundayız ve bir kum saati, yani DNA'nın bir bölüm kesiti sizi mutlu etmeye yetecektir. Yine de üstteki kapıyı açık bırakma adına; buradaki kum saatinin üzerinde başka bir kum saati olduğunu aklınızdan çıkartmamanız 'daha fazla sonsuz bilinç'te ol'manız için size ilham verecektir.

Bu DNA zinciri, en üstten bakıldığında başladığı yerdeki bakla ile birleşir. Bunu bilincinizde görebildiğiniz an başlangıçla son ol'ursunuz. En büyük teslimiyet ve hiçlik anı... O zaman bütün boyutlara misafirlik yapmanız en doğal haliniz olur. Tüm ihtimalleri ve kombinasyonları kabul etme noktası...

Öyleyse haydi ol'alım!

Işık ve Sevgiyle...

ARZ

16 Ekim 2020 Cuma

Para ve İş Trafiğindeki canlar

Para ve İş Trafiği içinde devinen canlar; bizim gibi bu döngü içinde yaşamayan ve sürekli birlikte boyut atlama telkin ve hizmetleri veren canlara kafanızın bir köşesinde yer ayırıp, bahsettiğimiz durumlara uyum sağlayın. Çünkü yakın zamanda sizi sizden alan, sizi biz'den alan bu döngü son bulacak ve o zaman kendinizi boş gezenin boş kalfası olarak hissetme ihtimaliniz olabilir.


ARZ

Şuurlu Negatifler ve Şuursuz Negatifler

Şu an çizgisini yükseltmiş olan Negatif İnsanlar bence hiçlik ve teslimiyet hakkında bilgi sahibi olmadan, dualite odaklı amaçlarıyla negatife hizmet ediyorlar. Onların da kendi sıfır noktaları, ya da negatif hiçlik geçişi var mı ben şu an bilmiyorum ve merak da etmiyorum.

Yüksek Seviye Negatiflerin gizemleri ve bazı geçiş bilinç kanallarını bildiklerinden ve kullandıklarından eminim. Ancak köle olarak bir şeyler elde etme adına negatife hizmette kalanlar bence tam bir şuursuzluk noktasındalar. Bu ne de zordur!.. Ve sonrası ne kadar da cinnet ruh halleri getirir!..
Şuurlu Negatifleri kazanmak zordur ve zaman kaybı olabilir. Onların seçimine karışmak da zaten doğru olmaz. Ancak şuursuzlar tabakasını çukurdan çekme ihtimali fazladır. Bu yüzden bu zamanda Işık da Karanlık da bu çoğunluk kitle için uğraş veriyor.
ARZ

Kanma!

Kim demiş hayalperestmişim diye? Uçup kaçıp, dünyayı boş vermişim diye?..

Kim demiş bedenimde değilmişim, uzaklardaymış bilincim diye?..

Buradaydım, buradayım ve bir süre daha burada olacağım!

Kim demiş uçup kaçmışım diye? Sevginin dibinde, nefretin zirvesinde, insanlığın çözümünde, gerçeğin en genişinde o kadar oldum ki... Kaldı mı bir fark zannediyorsun?.. Her şeyle bir'leştim.

Gitmiyorum ki uzaya, uzaklara!? Gel diyorum, çağırıyorum karşıma!.. Bedenim burada, ben burada, hepsi bir arada... Neden uzak olsun ki?..

Hediyelere en baştan sahipsin. Onları uzak kılan sensin!.. Tüm evrene yayıldığında; hediyelerlesin, hatta hediye sensin!.. Kucak açanın ellerini boş bırakır mı Yaratan? Hiç açtın mı sen de kucağını şüphe etmeden?..

Kim demiş Aydınlananlar hayalperest, gerçeklerden uzak diye?! Gerçeklerinizin değiştiğini görmez misin?..

Mabed Bedenler hiç bırakılmadı ve hiç yalnız kalmadı. Kapadık gözleri zaman zaman, sonsuz ol'duk. Anda bedene elimizde ne varsa getirdik sunduk, onu kutsadık, şifalandırdık.

İnadına kapılma dünyaya; geç kum saatinin öbür tarafına! Bir ayağın bağlı zaten dünyaya. Korkma; uçup kaçmazsın! Kanma Gafiller Ordusu'nun vampir halkına!

14 Ekim 2020 Çarşamba

İnsanların Röntgeni

Son durumda; insanların niyet röntgenlerini kelime ve cümlelerinden, surat ifadelerinden çok iyi şekilde çekebiliyorum ve çoğu zaman içlerinde olan esas niyeti anlayabiliyorum. Çoğu zaman esas niyetlerini sahte nezaket ve sahte iyi niyet ile örterek size ilettiklerini siz de hiç düşündünüz mü?..

13 Ekim 2020 Salı

Oluş Uygulama Egzersiz - 1

Beden kutsanır ilk başta. Ona şükranlar sunulur ve zerrelerini bana güvenerek aç ki aralara tüm ışığımla sızarak, senin titreşimini yükselteyim denir. Burada bizi taşıyan, bize mabed olan öz evimize her durumda teşekkür etmek yolun başlangıcında en önemli şeydir.

Yaratan'a aynı anda şükranlar sorgusuz teslimiyet halinde sunulur.

Bu girişle, içsel odaklanma, kozmosa açılma ve teknik egzersize rahatlıkla geçilebilir.

Etkileşimde ol'duğunuzu hissettiğiniz başka yüksek bilinç varlıklar varsa onlar içeri davet edilir. Çünkü sizi kollayan sizden çok daha eski ve kadim koruyucular mutlaka vardır. Onları da sevgiyle selamlayarak, "size kapımı şu an açıyorum" denir ve ileri doğru tek bir noktaya kapalı gözlerinizin ardından odaklanırsınız.

Bir kaç derin nefes... Sonra nefes ritminiz neredeyse yokmuş gibi kısalır. O mod en yüksek imkanlar ve algılarda ol'duğunuz andır.

Araya burada yaşayan zihniniz girebilir. Onu sevgiyle geri gönderin ve "Zihnim sus." deyin. Yüksek Moda anında tekrar dönersiniz.

Sonsuz Uzay ve içindeki sayısız ışıkla buluşmanız gerçekleşir. İçinizde bu yoksa buna gerek de yoktur. Anda sizi güzel görünüm ve hareketleriyle ziyaret eden veya size etkileri görsel olarak da gönderen oluşumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu tarif sonsuzdur. Bir varlık, size seslenen bir ses, önemli bir mesaj da olabilir. Bu sizin ihtiyacınıza göre otomatik oluşur.

Bu sadece bir rahatlama meditasyonu değildir. Bu oluş'tur. Tersine teknik ve zaman zaman yorucu da olan bir uygulamadır. Kum saatinin üst tarafına geçiş, her seferinde buradaki zihniniz sayesinde biraz zor olabilir. Her seferinde ölüm geçişini tekrar yaşayacak kadar gözlerinizin kör olması gerekir. Egzersizleri artırdıkça hem bu durumu sık özlersiniz, hem de çok kısa saniyeler seviyesine kadar indirirsiniz.

Uzayı ve size adeta gösteriler yapan varlık ve araçları izlemek büyük keyiftir. Dilediğiniz bir varlığa ismiyle çağrıda da bulunabilirsiniz. Ya da sadece tüm kozmosun enerjisini merkeze, bedeninize çekebilirsiniz. Bedeninizin çok rahat fakat enerjiden kasılmış gibi olduğu anları farkedersiniz.

Seyri Alem bu işin hoş bir ikramıdır. Kendinizden kendinize ikram... Bu sonsuz geniş modunuzdayken uzaya sizin gitmeniz gerekmez. Ona açıkça "Uzay bana gel ve netleş!" diyebilirsiniz ve bu da olacaktır.

Bu halden sıkılıp, daha üstte ne varsa onu istiyorum deme ihtimaliniz olacaktır. Bunun için o anın ve o halin de üzerinde olan, henüz algılamadığınız, yani o andaki kum saatinin de üst bölümüne geçmek için, daha büyük yorumsuzluk ve teslimiyetle Yaratan'a çağrıda bulunmaktan başka çareniz yoktur.

Bunları sizlerle paylaşmak benim için zevkti. Hepsi benim bünyeme göre iyi işleyen tanımlardır. Kim bilir herkeste ne çok renk ve farklı tanımlar vardır. İşte Biz bu yüzden sonsuz ve güzeliz.

Bırak bildiğini bilsin, ol'duğunu ol'sun! Sakınma canından bir şeyi. Işığında bulduğunu bırak o da bulsun!

ARZ

11 Ekim 2020 Pazar

Sadece kendinizde olun ve akışa uyun.

Dar alan rutinlerde döngü içinde olanları artık daha geniş alana taşımanız mümkün değil. Çünkü döngüler değişiyor ve kendinizin en yüksek özgürlüğü için yukarı doğru akan enerjiye bizzat tutunmanız ve orada kalmanız gerekiyor. Dar alan rutinlerde olanları yukarı taşımanız artık mümkün değil. Bu sizin kendiniz için zaman kaybı olur. Sonsuz ışığın kokusu ve parlaklığı burnunuzun dibine kadar gelmişken, o ışığa çekilmenizi geciktirebilir misiniz? Bunu kendinize yaparsanız sizce bu bir fedakarlık mı olurdu? Onlar için ve onlar adına ek bir başarı kazanacağınızı mı zannediyorsunuz? Onların iradesine etki edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Yukarı doğru akan bu enerji, varlığınızın merkezinden gelen bu çağrı, bunu duymayanları da buna dahil etme çabanızla sürekli kesintiye uğrarsa bu sizin için iyi olur mu? Bağları kesmek diye çok bilgi okudunuz. Bu acımasız bir şey değildir. Herkesin oluşuna izin vermektir. Siz olmazsanız size kim yardım edecek?.. Siz kaçırırsanız kendinizi size kim verecek? Onlar buna hazır değilse siz onları buna uyumlandırabileceğinizi mi zannediyorsunuz?.. Bu; çocuğunuz uyarılarınızı dinlemedi diye ona defalarca bir şeyi hatırlatmaya benzemez. Uyurken üzerini örtmedi diye gece ara ara kalkıp onun üzerini örtmeye benzemez. annenizin bir bacağı tutmuyor diye her tuvalete gidişinde onun koluna girmeye benzemez. Yukarı olan kuvvetli akışta ya varsınız ya da yoksunuz. Bu kokuyu benliğinde hissetmeyenlere ne kol değneği, ne de bir hatırlatıcı olamazsınız. Akış bu kadar keskinleşmişken artık bunu yapamazsınız. Bu hıza ve şiddetli ışığa uyabilecek olanlar zaten kendileri olarak şu an bu akışın içindeler. Kıyıdakilere yardım olsun diye elinizi uzatırsanız ya akışın ritmini bozarsınız, ya da büyük hedeften vazgeçip, kıyıda kalmayı göze alırsınız. Buna değer mi? Kim için, ne için?.. Bırakın kozmos size de, kıyıdakilere de en uygun olan gerekeni kendi işletsin. Bazı işler sizi aşar. Siz sadece kendinizde olun ve akışa uyun.

ARZ

8 Ekim 2020 Perşembe

Kendi Gücünde ol

Üst Bilinç'e sadece hayranlık, şaşkınlık ve biat kültürüyle yaklaşırsan; onlara, sana iyi ya da kötü yönde hükmetme yetkisi vermiş olursun. Yönetilmek isteyen yönetilecektir.

Üst Bilinç'e Birlik, eşitlik ve Yaratan Sevgisiyle yaklaşırsan; onlarla can-kardeş ve bütün ol'ursun. Yükselişini hızlandırır ve kendi önemli ricalarını geçerli kıl'arsın. Kendi Gücünde ol'mak isteyene yardım edilecektir. Bu demek değildir ki; Onları taktir etme... Taktir de et; ancak kendini de hafif görme, gösterme.

Enerjileri yönlendirme kilidi böyle işleyebilir. İyi niyet, nezaket ve kendinden emin ol'ma durumu işleyecektir.


ARZ

4 Ekim 2020 Pazar

Tüm Övgüler O'na

Binlerce satırlarla, dizelerle, şarkılarla, bilgilerle anlattığımız sadece Yüce Yaratan'ın sonsuz sevgisi ve ateşidir. Tüm övgüler O'na ve O'nun sevgisini ve gücünü tam olarak çağırabilen her canadır.

ARZ

Su ve Şifa

Bir bardak suyu içmeden önce bir süre elinizde sevgiyle tutup, ona kozmos'un tüm enerjisini şifa olarak yüklemek güzeldir. Ancak zaman ötesinde Bir ol'duğunuzu düşünürseniz, bu şifa çekme olayını suyu içmeden önce yapmanızla, suyu içtikten hemen sonra yapmanız arasında bir fark yoktur. Güç'ü kullanmada bilincinizi, sizi sınırlayan zaman kavramından kurtarın.


Ömer Dalman
ARZ

Ol ve bekle

Şimdi kapandım bir odaya, bekliyorum. Sadece yazıyorum, çiziyorum, oluş'a geçiyorum, basınç dengeliyorum, üşüyorum, giyiniyorum, eğleniyorum, Güç'ün sadece az bir miktarını kullanıyorum. Beden tam ol'madı.
Önceleri uçardık, süzülürdük, araçlar kullanmadan yaşardık, Güç'ün kendisiydik. Kral'dık, Kraliçe'ydik, madden-ruhen zengindik.
Şimdi kapandık odalara, bekliyoruz.
Zor oluyor bazen. Hatta artık sık sık... Güç büyük; kap küçük... Daha sık oluş'a geçiyoruz; dengede kalmak için. Büyük Buluşma'yı sabırla beklemek için. Umut ol'mak için. İsyan etmemek için...
Anılar geliyor aklıma; anıyorum. Üzüntüler, sevinçler, hoş sohbetler, ağlamalar, bağırmalar... Hepsini göğüsledik, yılmadık, yok olmadık, hep ol'duk. Tek Güç Yaratan'ın varlığıydı. Hala da öyle...
Açıldık, kapakları kaldırdık, penceremiz genişledi. Ve bu her şeyden de daha güzeldi. Hala da öyle...
Cennetlerden müjdeler geldi, gördük, aldık, kabul ettik. Bununla ayakta kaldık.
Şimdi dip dibe, burun burunayız. Bunu bilmek çok güzel!.. En büyük dayanma gücü.
Bir kaç perde kaldı. Her şey tarifli değil; bunu dert etme. Akışa bırak kendini, sadece ol... Şu anki bilincinle sakın tarifleme, tarif bekleme!.. Gördüklerin ilginç sana, şaşma, yaşa, ol... Tam ol'arak buraya gelince şu anki kendinde tarifler ve tüm bilgi somutlaşacak. Ol ve bekle...



Ömer Dalman
ARZ

29 Eylül 2020 Salı

Birbirini tamamlamaya Davet

Bir ressamın çok güzel tablolarını görürler; adam tanıdıktır ve fazladan değer vermemek için taktir etmezler, sessiz kalırlar.

Bir yaşam koçu ortaya çok güzel bir hizmet koyar ve kendi reklamını yapar. En yakınları bile geri dururlar ve ses çıkartmazlar.

Kanal Bilgileri gelir; en güzel bilgileri bile kanallık yapana yakıştıramazlar, kendilerine yediremezler ve taktir etmezler.

Bir arkadaşları UFO fotoğrafları veya videoları çeker; bire bir arkadaşı veya bir akrabası değilse, genelde inanmazlar, geri dururlar. Ama gece yanında yatan karısına iki tane Zeta tecavüz etse; ertesi gün gaza gelirler, karınlarındaki gri bebeyle cümle aleme olayı anlatırlar ve bu sefer de herkesten ilgi beklerler.

Aramızdan biri bir kitap çıkartıp, sosyal medyada da bunu duyursa; kendilerini de göstermiş olmak ve o kişiyle arkadaş olduklarını göstermek için tebrik ederler, yorumlar yazarlar.

Toplum bireylerinin bu hesapçı geri duruş ve taktir stratejilerini daha bir çok örnekle anlatabiliriz. Ancak diyeceğim şu ki; insanlar neden bu kadar hesapçı oldular?

Neden birilerini taktir etmek için hep manevi veya maddi bir çıkar hesabı içinde oldular?

Dünyevi olanlarda da, Kozmik Bilinçte olanlarda da istisnalar dışında bu hep böyle... Peki, böyle bir hayat duruşuyla orta yere verdikleri tepkiler dışında içeride 'gerçekten ne var'?.. Ya da bütün bu çoğul etkileşimlere ve yapılan onca şeye rağmen içeride sizce 'bir şey' var mı?.. Yoksa içler bomboş; bütün çaba ve dikkat dışarıya mı?..

O onu çekemez, öteki diğerini çekemez ve asla bir diğerini taktir etmez. Dualite de aynen böyle yuvarlanır gider, öyle değil mi?..

Olaya meslek grupları açısından bakarsak; "Ülkedeki meslek erbabı kişiler ortaya birlikte ve bütünsel bir enerji içinde ürünler çıkartmadan, sadece kendi ego ve isimlerini büyüterek yaşamaya ve bu yolda örnek olmaya devam edecekler." diyebiliriz.

Olaya Spiriütel Camia açısından bakarsak durum daha vahim...

"Dört bir yana dağılmış, birbirini tamamlamaya gönüllü ol'mayan, serseri mayın gibi evrenin çeşitli noktalarına bağımsız olarak akan ışık parçacıkları olarak varolmaya devam edecekler." demek çok mümkün...

O zaman haydi şimdi! Bütün düşünenleri, içe dönenleri birbiriyle kucaklaşmaya ve birbirini tamamlamaya davet ediyorum!


Ömer Dalman
ARZ