29 Eylül 2020 Salı

Birbirini tamamlamaya Davet

Bir ressamın çok güzel tablolarını görürler; adam tanıdıktır ve fazladan değer vermemek için taktir etmezler, sessiz kalırlar.

Bir yaşam koçu ortaya çok güzel bir hizmet koyar ve kendi reklamını yapar. En yakınları bile geri dururlar ve ses çıkartmazlar.

Kanal Bilgileri gelir; en güzel bilgileri bile kanallık yapana yakıştıramazlar, kendilerine yediremezler ve taktir etmezler.

Bir arkadaşları UFO fotoğrafları veya videoları çeker; bire bir arkadaşı veya bir akrabası değilse, genelde inanmazlar, geri dururlar. Ama gece yanında yatan karısına iki tane Zeta tecavüz etse; ertesi gün gaza gelirler, karınlarındaki gri bebeyle cümle aleme olayı anlatırlar ve bu sefer de herkesten ilgi beklerler.

Aramızdan biri bir kitap çıkartıp, sosyal medyada da bunu duyursa; kendilerini de göstermiş olmak ve o kişiyle arkadaş olduklarını göstermek için tebrik ederler, yorumlar yazarlar.

Toplum bireylerinin bu hesapçı geri duruş ve taktir stratejilerini daha bir çok örnekle anlatabiliriz. Ancak diyeceğim şu ki; insanlar neden bu kadar hesapçı oldular?

Neden birilerini taktir etmek için hep manevi veya maddi bir çıkar hesabı içinde oldular?

Dünyevi olanlarda da, Kozmik Bilinçte olanlarda da istisnalar dışında bu hep böyle... Peki, böyle bir hayat duruşuyla orta yere verdikleri tepkiler dışında içeride 'gerçekten ne var'?.. Ya da bütün bu çoğul etkileşimlere ve yapılan onca şeye rağmen içeride sizce 'bir şey' var mı?.. Yoksa içler bomboş; bütün çaba ve dikkat dışarıya mı?..

O onu çekemez, öteki diğerini çekemez ve asla bir diğerini taktir etmez. Dualite de aynen böyle yuvarlanır gider, öyle değil mi?..

Olaya meslek grupları açısından bakarsak; "Ülkedeki meslek erbabı kişiler ortaya birlikte ve bütünsel bir enerji içinde ürünler çıkartmadan, sadece kendi ego ve isimlerini büyüterek yaşamaya ve bu yolda örnek olmaya devam edecekler." diyebiliriz.

Olaya Spiriütel Camia açısından bakarsak durum daha vahim...

"Dört bir yana dağılmış, birbirini tamamlamaya gönüllü ol'mayan, serseri mayın gibi evrenin çeşitli noktalarına bağımsız olarak akan ışık parçacıkları olarak varolmaya devam edecekler." demek çok mümkün...

O zaman haydi şimdi! Bütün düşünenleri, içe dönenleri birbiriyle kucaklaşmaya ve birbirini tamamlamaya davet ediyorum!


Ömer Dalman
ARZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder