25 Ekim 2012 Perşembe

Şehir en masum halinde

Kimi gitti İzmir'e
kimi gitti Bodrum'a
kimi gitti Maldiv'lere...
bayram bu
şehir şimdi en medenî halinde...
İpi yok ki; bağlayamazsın kimseyi inine...

Magandalar o kadar az ki trafikte
giderken kızımla bir yerden bir yere
sinirlerim hiç bozulmadı
ve çok kısa sürdü.
Şaşırdım kendime!

Ama yine de marketler hınca hınç
bir saldırı, bir mücadele
bir tıkınma paniği şehirde
kalanların hepsinin aklı midesinde, şeyinde...

Allah'ım; iyi ki bir yere kaçmamışız
pineklemeyi seçmişiz şu güzel evimizde!
yapıyorum çayımı
yapıyorum kahvemi
çakıyorum puromu, cuaramı
bakıyorum keyfime.

Kimi gitti İzmir'e
kimi gitti Bodrum'a
kimi gitti Maldivler'e
onlar dibine vuradursunlar tatilin
Arıza Adam şehirde
kendi zevkinin tavanında, şevkinde...


Arıza Adam
Ömer

23 Ekim 2012 Salı

Kardeşlerden hayır gelmez (şiir)

Bugün!

Pencereme ofisimin
"belamı arıyorum lan!" diye tabela asacaktım bugün!
Sülalemden iş camiasına, hepsini
peş peşe şişten geçirecektim bugün!

Tabak kırdım birinin kafasında
ofisimi dağıttım
dostlar ben
çileden çıktım bugün!

İlaçlarım fayda etmez
içimdeki mağmanın önü kesilmez
karşıma çıkabilecek yiğit
hayatta kalmaz bugün!

Gözler karardı
gönül dumanlandı
ruh çıkmazlarda
siyaha boyandı bugün!

Görmedim hiçbir fayda şu ana kadar
sizleri kazanmaktan başka
meslek, iş-güç, bu camia
bu sülale, bu tarih yalan!..

pencereme ofisimin
"belamı arıyorum lan!" diye tabela asacaktım bugün!
akıllı olun ulan!
hiçbiriniz sakın, sakın karşıma çıkmayın bugün!!!


Arıza Adam
Ömer

16 Ekim 2012 Salı

Öylesine yaşamak gibi

Fazla yaşamak
sağlıklı olmak
temiz kalmak gibi ruhen...

yok bir isteğim
yok artık...
ne yaptın bana?..

aydınlık uyanmak güne
aydınlatmak geceyi
umut vermek gözlerimle
tutunmak gibi bu zincire irademle...

yok bir isteğim
yok artık...
ne yaptın bana?.

İmkanım olsa da elimde
çıkıp eylenmek
serserilik yapmak öylesine
dağıtmak gibi biraz dumanlarımı

yok bir isteğim
vallahi yok artık
ne yaptın bana, söyle?...

Şükürsüz yaşamak mı bu?
yek vücut olmadan dik durmaya çalışmak mı?
imkansızlarla uğraşmak gibi tümden
nereye kadar ayakta kalınır
onu bile bilemiyorum.

Akşamları şarabım
gün boyu dumanım
arka planda çalan müziğim
kalmamış gibi başka hiçbir şeyim
günlerimi sayıyorum
öylesine yaşamak gibi.

Ne yaptın bana, söyle?..


Arıza Adam
Ömer

9 Ekim 2012 Salı

Apış arası biti ruhlar


Bu; düzeni diplenmiş, balçıklanmış puşt dünyada ve tabii ki ülkemizde, nereden kazandığı belli olmasa da parayı bulmuş, iyi niyetli veya kötü niyetli, kendilerini "iş adamı" diye çağırdığımız insanlar bir yana, bir de onların (veya kurumların) şemsiyesi altında çeşitli görevler üstelendikten sonra kıçı kalkan bütün 'düzen hizmetçileri'nin kraldan çok kralcı olmalarını izleyip öyle çok gülüyorum ki!... On gün sonra kapıya konduklarında bu tipler yine bizlerin karşısına binbir iyi niyet maskesiyle çıkarlar daha önceden size defalarca afra-tafra yapmış olasalar bile! Hani "belki bir çıkarım olur da kapısını çalarım? Ne olur ne olmaz. Kimseyi silmemek lazım." diye düşünürler ya; işte onların bu satılmış, dansöz ruh halleri aklıma geldikçe, açıp kıçımla gülüyorum be birader!

Bunlar her zaman 'apış arası biti ruhlar'dır. Özel eposta adresleri bile olmaz. Olsa bile; o epostalarına 40 yılda (özellikle sayıları yazımda sayı ile yazıyorum, çünkü sayıların da ayrı kişilikleri vardır ve onları birer kelime olarak görünmeye mahkum etmem asla!) bir girerler. Çünkü ruhları hizmetçidir. Hizmet edip, patronlarının kıç terinden beslendikçe kendilerini o kıçın sahibine denk görmeye de başlarlar. Hayatlarını bir kişiye veya kuruma 'yanlış yolla' adayan bu apış arası bitleri, kariyer uğruna hayattaki bir çok renkten mahrum kalırlar ve yazık ki kendileri gibi 'apış arası bit ruhlu' çocukları yetiştirip, dünyamızı günden güne daha da sıradanlaştırırlar. Ve sistem böyle uzar gider...

Bu 'apış arası biti ruhlar'dan biri asla olmadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Zaten onlardan biri olsaydım; beni bugün izleyen siz binlere de asla kavuşamazdım!

Buradan bütün 'apış arası biti' olup da; bir de kendilerini 'bir şey' zanneden hizmetçi ruhlara beyinlerinin merkezinden veya işe yaramaz, kokuşmuş hipotalamuslarından koyuyorum! thieheheheheeeee!


ARIZA ADAM
Ömer Dalman

http://www.facebook.com/ArizaAdamTurkey
http://www.youtube.com/MrArizaAdam
http://www.youtube.com/ArizaBaba
http://www.youtube.com/6600066
http://www.funnyordie.com/ArizaAdam

2 Haziran 2012 Cumartesi

Kahroluyorum


Yalnız kalmazsam kendim olamıyorummmm!
Sesimi kesmezsem içimdeki sesi duyamıyorummm!
Bebek gibi masum olmazsam, hatalarımı silemiyorummm!
Şu fosilleri bir türlü anlamıyorummm.
ve şu dünyanın terse dönüşüne her zaman kıl oluyorum!

Durdurun dedim inecem kaç kere
ama yukarıdakini bir türlü ikna edemiyorummm!
Dönüyor dünya
büyüyor leş kokulu bu insanlık
diziliyor üst üste günahlar
bense
kahroluyorum
yaşıyorum
yaşıyorum...

ARZ

İçerim ben yine


Şairlerin ruhunu çektim kendime
kadeh kadeh Ömer Hayyam dizdim önüme
sıcaktır eli
dokundu kalbime bir kere
iflah olmam ben
döner döner sözümden
her akşam içerim ben yine.

ARZ

21 Nisan 2012 Cumartesi

Atatürk'ü gördüm


Dün gece rüyamda Atatürk'ü gördüm.
Eski
siyah-beyaz fotoğraflarda
hala gözleri ışıl ışıl
dünya yakışıklısı...

Bir arkadaşım da vardı yanımda
hatırlamıyorum yüzünü net.

Baktım resmine
ışıl ışıl yüzüne
yaptığı onca şey geldi aklıma
ve o yıkılmaz, arslan gibi umutlu bakış...
tutamadım kendimi
saldım gözyaşlarımı.

Rahatladım
yüklerimden kurtuldum ama
o rahat mıydı mekanında?..

Sevinç gözyaşları mıydı döktüğüm
onun çağlayan sitemleri miydi günümüze
anlayamadım.

İlmiyle, irfanıyla
devrimleriyle asil kanıyla
gün gece rüyamda Atatürk'ü gördüm.
Yaptığı onca şey geldi aklıma
ve bizim hala yapamadıklarımız...

Tutamadım kendimi
saldım gözyaşlarımı.


ARZ
Ömer Dalman


15 Ocak 2012 Pazar

Duy sesimi ey Yaratan!

Adamın yalakasından, dalkavuğundan
iş dünyasının mafyasından, taşeronun ayısından
ilmin taraflısından, düzmece amaçlısından
sürekli yalancı kralların taçlandırılmasından
bıktım ben
duy sesimi ey Yaratan!

Halkımın sözde hak yolunda tırpanlanmasından
aldatılmasından, sürüler gibi güdülmesinden
eşşekler gibi çalıştırılıp, yüklere boğulmasından
zenginin şımarık kemiksizliğinden
bıktım ben
duy sesimi ey Yaratan!

Kan emici vampirlerin toplaşmasından
emekçinin başına üşüşmesinden
pis bedenlerini, pis egolarını kabartmasından
herşeyi örfümüze, adetimize bağlamasından
bıktım ben
duy sesimi ey Yaratan!

Yaratan'a yükselen feryatları duymaktan
düzmece oyuncuların orta oyunundan
tiyatrosundan, raconundan
soysuzlaşan bu yalan hayattan
bıktım ben
duy sesimi ey Yaratan!


Ömer Dalman
ARZ