20 Ekim 2020 Salı

Yalnız değilsin.

Görevim etrafa gülücükler dağıtıp, önüme geleni mutlu etmek olsaydı öyle olurdum. Tıpkı senin gibi; bunun bende olmadığını anladım ve açık ettim.

Ne yazık ki 'hibe mutluluk' bekleyenler biraz idare etsinler, çünkü işimiz Büyük. Tarihi silmeye ve yenisini yazmaya ahdettik. Bu arada seni görmezse gözlerim Sevgili Tarihim ve diğerleri; affet... Kişisel değil; kitlesel... İşimiz büyük... Biz bu olan'a hayatımız pahasına ahdettik.

Burada görünen ve değer verilen hayat, Esas Olan'ın yanında sanılanın çok ötesinde küçük ve geçici... Bunun yanında küçük hayatlar kimi zaman aşağıda ve kesilebilir. Çünkü zaten uzaklara bağlanmadılar.

Canından bu uğurda içsel olarak vazgeçmiş herkes bunu anlar. Diğerleri anlayamaz, hayretlere düşer ve iç güdüleri gereği gölge olmaya, yapışmaya devam eder.

Görevimiz etrafa gülücükler dağıtıp, önümüze geleni mutlu etmek olsaydı öyle olurduk. Ama olmadı...

Kum Saatinin öbür tarafına geçen herkes yemine ortak ol'ur ve görmezden geldiği her an kendine ve Kozmos'a hesap verir. Yalandan kurtulan herkes Gerçeğe borçlanır, elçiliğe imza atar. Bunun için; içsel anlamda bağlarını kes! Merhametsiz, vicdansız ve kalpsiz olma, ama bağlarını kes! Büyük Hediye'den mahrum kalmak istemezsin.

Onlar için ölür müsün? Ne için, ne uğruna?..

Ölmeden önce öl'dün mü?

O zaman bilmelisin. Onlar için ölmene gerek yok. Ya da ölmeden önce ölmedin henüz?..

Kendinde mutlu ol'mayı başarmamış herkes bu saatten sonra kendinde bitecektir ve başkalarına dirsek temasında olmaları fayda etmeyecektir. Sakın kolunu onlara kaptırma!.. Büyük Hediye'den mahrum kalmak, kendinden mahrum kalmakla aynıdır. Evet biraz zordur, ama yapmak zorundasın!.. Ve merak etme; kardeşlerin çok fazla sayıda ve yalnız değilsin.


ARZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder