7 Mart 2025 Cuma

Neden Dua ediyorsun?

3K0u9Re.md.jpg

Neden dua ediyorsun?

Haydi şimdi kendine ve bana karşı dürüst ol ve sana soracağım soruya cevap ver.

Yüce Yaratan Allah'a zaman zaman ellerini açıp dua ettiğinden eminim. Tabii inanmayanlara değil bu sözlerim. Sürekli buradaki hayatına dair şeyler için mi O'na dua ediyorsun, yoksa daha üst katmanlara yönelik bir şeyler de istiyor musun dualarında?..

Sen hangi sınıftansın?..

Dualarında; "Allahım; bana, evlatlarıma ve akrabalarıma sağlık, şifa ve mutluluk ver. O hayal ettiğim kocaman evi almamı, hayalimde beş yıldır barındırdığım Mercedes arabayı almamı sağla. Kurmayı istediğim büyük işimi gerçek kıl ve bereket, para bana aksın." mı diyorsun? Yoksa daha farklı bazı isteklerin de oluyor mu gücü her şeye kâdir olan Yüce Yaratan Allah'tan?..

Şunun gibi örneğin:

"Allahım; mevcut hayatımı konforla sürdürebilmem için bana yeteri kadar bereket, sağlık ve huzur ver. Bunun yanında sana daha yakın olmayı, seni biraz olsun anlamayı, ruhumun gizemlerine tanık olmayı ve bahşettiğin sonsuz gücümü bu yaşamda ortaya çıkartmayı diliyorum senden. Kapalı olan farkındalıklarımın açılmasını ve sonsuz bir varlık olarak yaşamıma devam etmemi sağla. Bana bu gezegen şartlarının ötesinde bir varoluş hali bahşet."...

Sen bu iki sınıftan hangisine ait bir insansın? Dualarında ve isteklerinde dünyevî bir titreşimdesin, yoksa sonsuzluğa el uzatmak isteyen bir seyyah mısın?

Sor kendine şimdi. Bunu şimdi sor ve cevabını da kendine söyle...


Ömer İlhami Dalman
AZRL

3 Mart 2025 Pazartesi

Sadece Yukarı Bakın!

33zywve.md.jpg

Artık gün içinde zamanınızın çoğunu içsel anlamda yukarı bakarak geçirin. Bu ille de dışarıda dolaşırken, başınızı sık sık yukarı çevirin demek değil... Biliyorum; şu an size söylediğim şeyi dikkate alacak insan sayısı dünya üzerinde yaşayan toplumun yüzde onunu aşmayacaktır.

Söylemek istediğim şu ki; Artık üst boyutlardan ayıklama, yani hasat müdahalesi aşırı derecede hızlanmış durumda ve etrafımızı halen bir sürü dünyevi öğe, olay ve kişiler çevrelemeye devam ediyor. İllüzyon tüm öğeleriyle başımıza çökmüş durumda... Evet, belli bir düzeyde bu çoklu etkileşimin içinde olmak zorundayız. Çünkü halen bu gezegenin sınırlı maddi şartlarına göre yaşamaya devam ediyoruz. Gün içinde yüzlerce görüntü görüyoruz, yüzlerce ufak detaya, insanların söylediklerine ve hikaye anlatımlarına maruz kalıyoruz. İş yapıyoruz, sosyal platformlarda paylaşımlarda bulunuyor, yazılar yazıyoruz ve okuyoruz.

Kısacası gün boyu enerjimiz dört bir yandan gelen parazitlerle delik deşik oluyor ve günün sonunda kendimizi zihnen ve bedenen yorgun hissediyoruz. Tam da kendimizle yalnız kaldığımızda, o yorgunlukla nereye ve neye odaklanacağımızı şaşırarak, en hızlı şekilde bizi dinlendirecek bir şeyler yapıyoruz. Televizyonda bir film izliyoruz. Belki kitap okuyoruz, belki de erkenden kendimizi uykuya teslim ediyoruz. Peki, bu böyleyken; yüksek boyutlardan bizi yükseltmeye, arındırmaya çalışan enerjiler artarak gelmekteyken, bu yükseliş şartlarına ne derece uyum sağlayabiliriz sizce? Alıştığımız yaşam stilleri ve ona ait öğelerle iç içe bir şekilde sizce yükseliş şartlarına dahil olabilir miyiz?..

Cevap: Yükseliş Şartlarına alışılmış, sıradan yaşam stilleri ile uyum sağlayabilecek olan varsa, lütfen neler uyguladığını bize de anlatsın!..

Yazımın en başında ifade ettiğim daha sık 'yukarı bakma' eylemini şimdi size kısaca açacağım.

Artık ayıklayıcı enerjiler çok güçlü şekilde çalışıyor ve mutlaka şöyle bir içsel duruş uygulamanızda fayda var. Günlük işlerinize son verdiğinizde, mutlaka ne şekilde yapıyorsanız, özel olarak içe yönelin. Bu bir ibadet şekli de olabilir, meditasyon da olabilir.

Ancak stratejiniz şöyle olmalı:

Meditasyona veya uyguladığınız ibadet egzersizine kapandınız... Gözleriniz açık olsun veya kapalı olsun, kafanızın üzerinde sanki kum saatinin sıfır noktası varmış gibi o alana doğru odaklanın. O 'ara nokta'nın altında olan alan bedeninizle bütün olan varlığınızdır. Yani buradaki benliğinizdir. Ara noktanın üstünde olan alansa sıfırdan sonsuza açılan bölümünüz olarak düşünün. Kum Saatinin üst tarafı...

Yapmanızı önerdiğim teknik, tam da bu odaklanmadayken, dünya ile yani kum saatinin alt bölümüyle olan bağlantınızı tamamen kesmek ve sıfır noktasının üzerindeki üst benliğinize odaklanmanız ve o alanda olmanızdır. Çünkü üst boyutlarla ancak bu odaklanma halindeyken bağlantıda olabilirsiniz.

Peki, bunu neden yapmanız gerekiyor?..

Az önce size belirttiğim gibi, üst boyutlardaki birlik, dünyada yaşayan ruhlara bir ayıklama ve hasat uygulayarak, uygun olanları bir üst katmana almak için yoğun girişim halindeler. Dünyevî stratejilerin hiçbir geçerliliği kalmayacaktır. Artık bu ağır maddî varoluş alanına tutunmamamız gerekmektedir.

Bu yüzden, sadece yukarı odaklanın ve yukarı bakın! Gözünüz kapalı veya açık farketmez...


Ömer İlhami Dalman
AZRL

1 Mart 2025 Cumartesi

Herkese Kızgınım

32TKmrX.md.jpg

Evet! Dünyada kendi içsel yolunda mutlu olarak yaşayan 'Akrep Burcu bir İndigo' olarak herkese kızgınım! Yanlışlar, yalanlar, çıkar hesapları ve manipülasyonlar içinde, sürü şeklinde yaşayan bu kitlede benim için iki tane torpilli var. Karım ve kızım... Elbette onlar da zaman zaman benim gibi zararlı şeyler yapıyorlar her insan gibi. Ancak onlar benim yegâne torpillilerim... Gerisi benim için yalan...

Çünkü insanlığın gerçekten yüzde doksan beşi kuşkusuz kendini aldatmalarda, çıkar hesaplarında ve etki edebildikleri insanları manipüle etmenin peşinde... Kokuşmuş, beş para etmez egoları ile kendi ruhsal ışıklarına bile ulaşamayan mahluklar... Sadece kendilerini aldatıp, gerçek yüzlerini bizden gizleyebildiklerini düşünen ahmaklar...

Etrafımda olanlar, benimle temasta olanlar:

Artık hem akreplerin yükselme dönemi, hem de indigoların baskın çıkma zamanı!.. Biz akrep-indigolar her zaman kazanırız ve sürekli notlar alırız. Zamanı geldiğindeyse Krallığımızı ilan eder, etrafımızı siler süpürürüz. Çünkü yanlış ve negatif olan herkesin zerrelerini çoktan görmüşüzdür. Asla yalanda olamayız.

Ya bize takılın, ya da bütün çabalarınızın üzerini küllerle kapatın!..


Ömer İlhami Dalman
AZRL

14 Şubat 2025 Cuma

Sosyal Medya Yaşlıları

2pcrs6J.md.jpg

Kendini yaşlı hissedenler, gerçek hayatta olduğu gibi sosyal platformlarda ve whatsapp'ta da yaşlı hissettiklerini belli ediyorlar. Halbuki sosyal platformlarda veya whatsapp'ta fizîken yoksunuz ki?.. Orada da yaşlı tavırlarda olmanıza ne gerek var?.. Normalde yaşınızı almış olmanızın aksine, oralarda neden daha genç, dinamik ve sınırsız takılmayasınız ki?.. Bu bazılarına neden ağır geliyor?

Bir Facebook veya whatsapp grubunda amaç nedir? İçinden gelen duyguları veya önemli gördüğün şeyleri temsîlen özgürce bir şeyler paylaşmak değil mi?

Bu konuda kendi başıma sık gelen bazı durumlardan örnek vereceğim size kısaca...

Çeşitli Whatsapp gruplarında ben de varım. Bunlardan bir tanesi, geçmişimden kendi yaşıtlarımın olduğu bir grup ve orada uzun süredir kendi işimle ve sohbetlerimle ilgili bir çok paylaşım yapmıştım. Grupta genelde tüm üyeler "Günaydın", "Grip oldum. Şu kadar gündür yatıyorum.", "Başın sağolsun arkadaşım.", "İyi ki doğdun feşmekân." gibi sadece günlük mesajlar paylaşıyorlardı. Ben de bütün gün sadece o günün münferit olayı üzerine bir örnek şekilde akan mesajları sığ ve çocukça gören biriyim. Ürettiğim şeyler ne ise kendi alanımdan katkılar olarak o tür şeylerimi paylaşıyordum. Yani ölenle, doğanla, hasta olanla bir gün boyunca aynı duygularda olacak değilim ya?..

Bir gün uyarı aldım. Orası sadece birbirimizle haberleşmek için kurulmuş bir grupmuş. Ben ürettiğim dijital içerikleri ve sohbetlerimi paylaşınca insanlar rahatsız oluyorlarmış. Zaten herkesin bir sürü derdi varmış. Bense orada çocuklar gibi bir sürü içerik paylaşıyormuşum???

Bunları uyarı mesajı olarak okuyunca önce kızdım ve gruptan çıktım. Bir kaç hafta sonra bana özelden bir üye mesaj attı. Çıkmama gerek olmadığını filan söyledi. Belli ki o üye aslında benim oradaki varlığımdan memnundu. Benim de geçmişimden sevdiğim insanlar olduğundan, "Bari BÜYÜK yöneticiye bir mesaj atıp, geri alınmamı sağlayayım." dedim.

BÜYÜK Yönetici de beni aradı ve açıkça az önce anlattığım eleştirileri yaptı.

Ne bileyim? Bari bağım kesilmesin diye alttan aldım ve o günden sonra "Bari grubun tüzüğüne uyayım." dedim. Yani etliye-sütlüye dokunmayacaksın. Fazla yaratıcılık sergilemeyeceksin. Olan ve duyurulan o günkü olay neyse, sadece tek cümle ile katılımda bulunacaksın ve lafı da fazla uzatmayacaksın!.. BÜYÜK Reis'ten duyduğum şartlar aynen buydu!??

Şu an hala orada kalmak için sabrediyorum.

Az önce kahvemi aldım, monitörümün başına geçtim ve yine gruptaki bir üyenin doğum günüymüş. Satırlar dolusu kutlama mesajlarına bir kutlama mesajı da ben ekledim. Tüm gün o üyenin doğumunun sağlanması için kutlama mesajları atılacak ve asla, kat'a farklı bir konuda paylaşım yapılmayacak!? Yani kızcağız bütün gün doğmak için teşvik edilecek!

Ve yine az önce aklıma bu yazıma başlama sebebim olan giriş cümlem geldi.

"Kendini yaşlı hissedenler, gerçek hayatta olduğu gibi sosyal platformlarda ve whatsapp'ta da yaşlı hissettiklerini belli ediyorlar." Çünkü farklı konulara, faydalı bilgilere, uzun sohbetlere ve en önemlisi de coşkuya kendilerini kapatmışlar!.. En sakat nokta da bu!.. Henüz yaşınız 50'nin üzerindeyken bu tahammülsüz ve olaylara kapalı hale geldiyseniz; işte siz gerçekten ruhen de yaşlanmışsınız!

Bugün Devlet Büyükleri bile bizi sizin kadar sınırlandırmıyor. Bu neyin kafası, neyin tüzüğü, neyin büzüğü???

Sizler kim bilir 70 yaşına gelince ne durumda olacaksınız?.. Alzheimer olanlarınızı şimdiden karşımda tek tek görüyorum ve üzülmüyorum. Sadece gülüyorum!

Genç Ruhlara selam olsun!


Ömer İlhami Dalman
AZRL

GALAKTİK FEDERASYON'DAN 2025 YILI MESAJI

 

2pxUXDP.md.jpg

Şu anda buradaki herkes görevlerinde yüksek astral tarafından tanımlanıyor. Her biriniz için tasarlanmış.

Işık İşçileri'ne ihtiyacımız var, mevcut, tetikte ve hedeflerimizi gezegeninize iletebilmemiz için sahip olduğumuz tüm ihtiyaçlarımızı duyurmak.

Evet, bizim melodimizde titreyen varlıklara ihtiyacımız var, projelerimizle ilerlemek için, insanlığın en çok ihtiyacı olan sağlık ile kutsanması için.

İçsel benliğinizde ve ruhsal tekamülünüzdeki faydalar, koşulsuz sevgi anlayışında, ki doğru.

Bu, tüm dünyalıların yükselişindeki hedefimiz, böylece kendi gezegenlerine yönlendirilecekler.

Neden herkesin bir kökeni var, bu evrende bir yerde.

Geri dönüş gerçek evet şimdi yaşadıkları zamanlarda, tekrar burada olmak.

Sadece kendi izin verirseniz, aksi takdirde bu dünyaya geri dönemezsiniz.

Bu sadece koşulsuz sevgiyi öğrenmek isteyen dünyalıların iradesine ve evrimine bağlıdır.

Bu sadece amaç, sadece bu...

Sevgi dolu ve anlayışlı varlıklara ihtiyacımız var, böylece bağlantımız bu gezegendeki herkesin iyiliği için mükemmel.

Biz herkesi seviyoruz o yüzden birlikteyiz arkadaşlar
"Yıldız Arkadaşı" 
Kanallandı 11/02/25
M tarafından. Angela
Galaksilerarası Kanal - Biz Arkadaşız

----

Paylaşımın alındığı sayfa:

https://www.facebook.com/groups/galacticfederationoflightofficialcommunity 

31 Ocak 2025 Cuma

Gerçekten Hazır mısınız?

2ZomGgn.md.jpg

Çok yakında, artık konvansiyonel iş üretme yöntemlerine ihtiyaç kalmayacak. Şu an sadece yüzünün bir bölümünü göstermiş olan Dijitalleşme, dünyaya tam olarak yerleştiğinde hayal bile edemediğimiz şartlarla yaşamaya başlayacağız.

"Yaşamak hiç bu kadar kolay ve zevkli olmamıştı!" diyeceğiz. Her sabah deli takıklar gibi aynı saatte kalkıp, yüzünü yıkayıp, duşunu alıp, giyinip, iş yerine mesai saatinde yetişme endişesi olmadan, altında pijamasıyla, masasında kahvesiyle, çayıyla milyonlarca para kazananları göreceğiz!.. Ve bu insanların çoğu genç yaşta veya genç anlayışta olanlardan olacak.

Herkesin dükkanı, oturduğu yer olacak. Kalkıp bir yerlere gitmek, sadece canları istediği zaman olacak. Zaruri yolculuklara, yol parasına, zaman kaybına gerek yok!..

Yazarın, ressamın, tüccarın, esnafın, öğrencinin, yaşam koçunun dükkanı, oturduğu rahat koltuğu olacak ve maneviyat da bir o kadar bizlere yakın olacak. Çünkü eski günlerde sarf edilen onca çabanın, enerjinin, paranın ve zamanın önü kesilecek. İnsanlar kendileri ile daha çok yüzleşecek ve bu şartları akılcı şekilde kullananlar daha içselleşecek ve manevi alanda yükselecek. Bu duruma uyum sağlayamayanlar, ya bunalıma girecek, ya da sosyal medyanın çoğulluğu karşısında kafayı yiyecek.

Böylesine bir rahatlığa ruhen gerçekten hazır mısınız?


Ömer İlhami Dalman
ARIZA ADAM

30 Ocak 2025 Perşembe

Bazen

Görüşemediğim
görüşmek istemediğim
yakınlarım kadar korkutucu hayat
bazen...

Kaçamadığım
üzerime yapışan
şeyler kadar tiksindirici hayat
bazen...

Yaratan'ın kucağında olmak
bitmeyen bir neşe
ve umutta kalmak kadar muhteşem hayat
bazen...


Ömer İlhami Dalman
ARIZA ADAM