7 Haziran 2014 Cumartesi

Aydınlık, sanat ve karanlık


Sokaklarda 'ayıların saldırıları'na uğrayan, ülkede bazı çevreler tarafından bilinçli olarak dışlanan, aslında dünya çapında saygı gören insanları hep sevmişimdir. Çünkü 'doğru ruh rengi' bizdeki çoğunluğu rahatsız ediyor. Zavallıların ruhları bitirilmiş, aydınlığa uyum bekleyemezsin ki onlardan?!..

Dünya çapında zekaya, yeteneğe ve hitabet gücüne sahip nice çağdaş ve özgür sanatçımız, yazarımız, haber yapımcımız zaman zaman, asla dengi olmayan, eşkıya ayılar tarafından pis bir sokak arasında dövüldü, tartaklandı, ölüm tehditleri aldı. Bu hadsiz eşkıyaları bırakın, bu insanlarımız yetkililerce içeri tıkıldı, hayat ışıkları söndürülmeye çalışıldı.

Artık şu bir gerçek ki; bizim ülkede bir takım çevre sanatı sevmiyor. Çünkü sanat özgürlüktür, arayışların sonsuzluğudur. Sanat; sürekli yenilik peşinde koşanların, yeni fikirlerini nesnelerle ifade etme peşinde olanların en önemli aracıdır. Sanat; aydınlığın nesnel bir yansımasıdır. Sanatı sevmiyorlar ve ön plana çıkartmıyorlar, çünkü aydınlığın ülkenin bütün yaşayanlarının üzerine güneş gibi doğmasını istemiyorlar. Çünkü o zaman özgürlük ülkeye ve yaşayanlara o ılık, huzur veren yüzünü gösterecek ve o anlamsız, yalancı, yaptırımcı otoriteleri önce büyük zararlar görecek, sonra da yerini özgürlük ve demokrasiye bırakacak.

Bu yüzden; hem en tepeden, hem de ulaşabildikleri bütün eşkıya kişilikli kültürsüzler üzerinden gerçek sanatçıların önünü, onları korkutarak kesmeye çalışıyorlar.

Aydınlığa hizmet eden ne varsa; kendi dogmalarını da araya katarak, bunların önüne barajlar kuruyorlar. Gerçek sanatçıyı, aydını ve çağdaş insanı tehdit ediyorlar. "Sen işimize karışma, halka özgürlükçü mesajlar verme yoksa seni tarihe gömeriz!" türünden barbarca ve ilkel telkinlerde bulunuyorlar. Bunu yaparken de kullandıkları tek silah; ne yazık ki cahil ve eğitimsiz kitle üzerinde işleyen 'inanç kavramı ve yalancı halkçılık'...

Halbuki aydınlık karşısında yalanla dolanla halkı kendine bağlamaya çalışmak açıkça 'şeytana hizmet etmek'tir. Yalana başvuran herkes mutlaka ki yanlıştadır, kötüden yanadır.

Nasıl bir göz körlüğüdür ki; bunu planlı olarak yapanlar bir yandan Allah'tan bahsederken, bir yandan da şeytanla kucak kucağa planlarına devam edebiliyorlar!?

Bu rotasız, son hızla uçuruma gidişin umarım bir bitişi de olacaktır. Çünkü aydınlık sadece eylemlerde değil, yükselen ruhların etrafına salgıladığı o çözümleyici enerjinin kendisindedir de!.. Karanlığınsa gün geçtikçe eline yüzüne bulaşan beceriksiz ayarlamaları, entrikaları dünya çapında açığa çıkmaktadır. Buna bir de uyanan insanların artan sayısını eklerseniz; sanırım aydınlık adına umut vaat eden günler yakındır.


ARIZA ADAM
Ömer Dalman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder