3 Ekim 2014 Cuma

Facebook'ta Sayfalar ve Gruplar

Facebook'ta ortaya çıkan toplum psikolojilerini inceliyorum zaman zaman. Orjinal ve kendine ait çalışmalarla değil de; topluma ve tarihe malolmuş şahsiyetler ve olaylar üzerinden grup veya sayfalar açıyor insanlar. Tamamen bir kavramın veya kişinin altından veya onun gölgesinde bir varlık belirtisi ortaya koyuyorlar.

Bu aidiyet altındaki şekillenme veya diğer değişle 'temsilcilik' güzel, ama bir bakıyorum, bir süre sonra bu sayfa açan insanlar, sanki kendi özgün kişilikleri ve ortaya koyabilecekleri işleri yokmuş gibi, sürekli o sayfanın işaret ettiği kişi veya olgunun hapsinde paylaşımlar yapmaya başlıyorlar.

Günaydın'ı o sayfanın gölgesinde yazıyorlar.

Özel günleri hep o sayfanın ana temasına bağlıyorlar.

Felsefeyi o sayfanın gölgesinde kaleme alıyorlar.

Sanki kendi hayatlarında başka hiçbir renk veya orjinallik içeren olay yokmuş gibi; sadece o sayfanın verdiği yeni ruh hali ile davranıyorlar. Hani neredeyse sayfanın bağlı olduğu ana tema harici bir sevgi sözcüğü paylaşsan; suç olacakmış gibi!.. Aşktan katıksız bahsetsen; sayfaya saygısızlık etmiş olacaksın gibi!..

İnsana ait her türlü komplike kavramı o sayfada olduğu gibi dile getirsen; gruptan atılacakmışsın gibi!..

Pekiyi o zaman sen kimdin ve şimdi kimsin?

Sen gerçekten var mısın?..

Sen; sadece o usta şahsiyetin veya onun yaptıklarının bir kuyruğu veya kopyası mısın? Onun temsilcisi misin?

Pekiyi senin ruhuna ne oldu? Onunla aynı aleme mi gideceksin? Senin kişiliğine ne oldu? Sana özel ortaya koyman gereken katkılara ne oldu?!..

Yoksa sen artık zaten yok musun?..



ARIZA ADAM
Ömer Dalman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder