5 Şubat 2019 Salı

Anasını satar, uykuma dalarım!

Yine koşuşturmalar, iş görüşmeleri, çaylar ve sigaralarla dolu bir gün oldu. Kahretsin; hiç de içime sinmeyen iş şekilleri. Üçgen çizmeye, mobilya tasarlamaya veya iç mekan projesi yapmaya benzemez. Tüm bunları yapabileceğin bir iş yaratmak için yapılan bir sürü görüşmeden, toplantı denen o illetten bahsediyorum! Kiminin hoştur nefesi, muhabbeti, ama bilemezsin ki?.. Bazen oturup da tek kelime etmeyeceğin adama da rastlarsın. Sonra o toplantının bitmesi için dakikaları sayarsın da, bir türlü sonu gelmez.

Halbuki bana ne el alemin binbir kelimeyle bezenmiş, allı-pullu ambalaj laflarından!.. Bana ne?!

Kimi organizasyonda iyidir; kimi işin yaratım aşamasında, tasarımda, projede... Tam da benim alanım işte bu!.. Ama sen git; gün boyu, sanki çok da ustaymışsın gibi toplantılara katıl!..

Dağıldı ruhum, dağıldı dikkatim. Eve bir geldim ki; kafam karma karışık... Masamda beklemiş taze işin revizyon çizimleri öylece beklemeye devam ediyor!..  'Belki iki-üç çizik atarım' diye açtım çizimleri, ama ner'deeee???. Ruhumun ışığını içmiş dışarısı...

"Pes" dedim ve internette takılmaya, Memduh Bayraktaroğlu'nu dinlemeye başladım. Birazdan da aynen gider yatarım. Telefonuma kaydettiğim 'Dark Ambient' müziğimi de açarım; sonsuza aka aka dünyanın anasını satar, uykuma dalarım.


Ömer Dalman
ARZ
05.02.2019


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder