10 Nisan 2019 Çarşamba

Gıybet Ustası Ulviye

Kaybedilmiş, değeri verilmemiş, şuursuzca rutinin tutsaklığında harcanmış yılların, kendine söylediğin yalanların, ışığı elinle kapamaların faturası çıkartılır mı başkasına?..

Ulaşılamamış başarıların, edinilememiş malların, yaşanamamış özgürlüğün faturası çıkartılır mı başkasına?.. Ve bu inanılmaz geç kalmışlığın, üzeri tarafından karalanmış özgürlüğün patladı diye geç yaşında; hıncını çıkartmak başkasından yakışır mı adamlığa?..

Örtercesine hatalarını, gıybet kazanında kaynamış yalanlarını, onu-bunu yanlışa koymalarını 'başarı saymak' yakışır mı sana?

Dayanamamak eleştirilmeye, vermemek fırsat karşındakine... Yıkmak ortalığı iki laf kondu diye...
Duyunca inandığın doğrunun aksini ve şizofren dersen karşındakine...

Yüzüne gülenler bir kenara ama, inanılır mı doğruluğuna, adaletine?..

Haydi tamam, benimki saflığımda, coşkumda, basılınca damarıma deliliğimde...
Peki merhametten uzak, ölümüne yok sayan bu kinle geçmişine, şuncacık masumu üzmelerin niye?..

Herkes dermiş delirtti seni bu... Herkes dediğin kime göre?..
Yanlış duymuş olmasınlar?..

Ya benim herkesim seninkinden çok daha genişse?..
Yaraladım mı ben hiç seni 'kendi herkesimle'?..
Savaştırdım mı dostlarımı birbirleriyle?..
Karıştırdım mı ailemi yuva işlerime?

Peki şimdi bu kin, bu hınç kime?..

Gerçekten okudukların, danıştıkların gibi, sen kendini koydun mu hiç o kefeye?
Yoksa bunca yanlışa rağmen ben halen şizofrensem; senin adını kim koydu melek diye?..

adaleti saptıran, gıybet ustası ulviye...


Ömer Dalman
ARZ
11.04.2019


1 yorum:

  1. bir iç dökme yazısından çok daha fazlası olmuş. gıybet ustası ulviye'ye de teessüf ederim.

    YanıtlaSil