15 Temmuz 2015 Çarşamba

Geyik Muhabbeti

Zaman zaman kimsenin cesaret edip de sergileyemeceği kadar garip ve komik şeyler çektim ve yayınladım. Hani genelde 'saçma-sapan, anlamsız, cıvık' denilen türden şeyler...

Evet... Anlamsız ve o anki duygularla yapılan eylemler diye bir şey de vardır. Bu; o eylemi yapanı o an rahatlatır ve paylaşıldığında da, kimi onu izleyince rahatlar, kimi sinirlenir ve "Bu ne yaaa?! Manyak mıdır nedir?!" der ve geçer gider.

Bir de; yaşamımızın içinde, sokakta veya iş yerlerimizde çok sık rastladığımız, hatta günümüzün nedense büyük bir bölümünü dolduran 'geyik muhabbeti' denen bir şey vardır. Kendim genelde, gerçekten biraz toplum dışı düşüncede ve ruhta olduğumdan; oldum olası herkesin saatlerini dakikalarını umarsızca öldüren bu eyleme hiçbir zaman ısınamadım.

Bilirsiniz... İstesek de, istemesek de; hepimiz bunun içindeyiz.

Dört-beş kişi, bir arkadaş veya iş ortamındadır veya sabah iş yerine gelen insanlar, henüz ilk kahvelerini alırlarken birbirleriyle mutfakta karşılaşırlar ve işte o an 'geyik muhabbeti' bütün maskeleri ve yüz boyalarıyla devreye girer! Sanki o dakikalarda; görünmeyen bir noktadan, herkesin varlığını bildiği bir kamera çekim yapmaktadır!? Ses tonları değişir, duruşlar daha bir artistik olur ve en çok dikkat çeken detay ise; nedense muhabbete katılan herkesin, ayak üstü de olsa illa ki espirili cümleler kurmasıdır!.. Sanki herkes ortaya çıkacak o kısa filmde görevini hakkıyla yerine getirecek!? Aslında oradaki kişilerin bir önceki gün veya hatta o an içlerinden ne düşündükleri, ne olaylar yaşadıkları ve ne sonuçlara vardıkları tamamen göz ardı edilmiş durumdadır.

Sadece o dakikada; orada, o çekim sırasında herkes ortaya esprisini kusmanın, ortama katkıda bulunmanın ve sonra da yönetmenden iyi not almanın peşindedir! Halbuki; onca dakika ve bazen onca saat, hiç içi doldurulmamış iyi laflar ve esprilerle, özel ayarlanmış ses tonlarıyla, çekim bittikten sonra aynen çöpe gidecektir!

İşte size; günlük yaşamımızdaki duruşumuzla, kendimizle kaldığımızdaki o sessizlik halindeki duruşumuz arasındaki anlamsız kopukluk!.. Dışarıda ürettiğimiz sözlerin, tavırların, rollerin haddi hesabı yok; ama sonra evimizde yalnız kaldığımızda ise kendimize hayata dair söylediğimiz hiçbir şey yok. Tabii ben kendimi ve bazı insanları bu olgunun dışında tutuyorum bunları söylerken.

Geyik muhabbeti hayatımızda bizim bütün anlarımıza hakim olmamalı. Kendi içselliğimizde temellenmiş ve yükselmiş özgün binamızın sadece 'ara-dinlenme' ve mola verme katları olmalı... Aksi taktirde; dışarıdan bakılınca endamlı ve gösterişli olan o binaların içine girildiğinde, bütün katlarının tamamen düzmece, hiçbir anlam taşımayan dekorasyon öğeleriyle doldurulmuş olmasından başka bir manzara kalmaz ortada.


ARIZA ADAM
Ömer Dalman
16.07.2015

1 yorum:

  1. geyik muhabbetini yalnızca o söylediğin ses tonu ayarlama, sürekli esprili şekilde söyleme gibi 'sunum şekli' olarak değerlendirirsek sorun yok.ama içerik olarak neye ne kadar zaman ayırdığımız önemli olabilir tabi katılıyorum.

    YanıtlaSil