21 Mayıs 2010 Cuma

Haddini bil ey İnsan!



Ey yolundan sapmış, üretkenliğin kutsallığını unutup, işinde-gücünde üç kağıda sapmış, orada burada ağzıyla ikide bir helal kazançlardan, doğru yoldaki bir hayattan bahsetse de; eylemlerinde harama bulanmış, fikir hırsızlığı, kopyacılık, düzenbazlık ile geçinmeye alışmış, dünyada sürdürdüğü üç kuruşluk hayatı boyunca artık bütün bunları ‘doğal’ sayan zavallı insan!

Senin lafların artık geçersiz! Senin peşinde koştuğun ve büyütmeye çalıştığın bu maddi dağlar, çoğulcu, karmakarışık toplumsal çözüm önerileri yalan!.. Bize ürettiğin ve önümüze yem olarak attığın şarkılar, poplar, toplar; yaşam kalitemizi kendi ellerimizle öldürten, değerlerimizi sıfırlamaya yönelik birer tüketim bombası!..

Ellerimize özendire özendire tutuşturduğun o teknolojiler, ha bire çözünürlükleri artan TV’ler, içine galaksimizi sığdıracak kadar gelişmiş bilgisayarlar, her an her yerde birilerine yakalanmamıza neden olan son teknoloji telefonlar; sadece bizi o pırıl pırıl, üzeri perdelenmiş, sonsuz hayal gücü ve özgürlüğü olan benliğimizin gözlerini iyice kör eden, onu köle eden birer filtre!..

Sen; bütün bunlara meydan vermiş ve halen de bu kör dağın büyümesine yatırım yapan insan!

Unutma; sen işin bu tarafını, yani bu balçığı, bu çamuru büyüttükçe daha dibe batıyorsun. Çaresiz çırpınışlarınsa seni sadece daha da dibe batıracak, inan! O çırpınışların ki; zaten hepsi de yine sana bilerek, en berbatından önerilen tedbirler!..

Tutun bakalım sonsuz teknolojilerine! Tutun bakalım çevrenin sana kazandırdığı ‘alt ederek üste çıkma’ anlamındaki başarı hedeflerine! Tutun bakalım ey insan; mana ile bezenmemiş, temeli taşa-kayaya dayalı ukala beynine, dünya bilimine!

Yakındır tırpanlanması şu senin Savaş Uygarlığının!

Kendini sürekli dışında tuttuğun, ihtimal bile vermediğin, gözlerini bile bile kapattığın ‘o bilinmeyen’ gelip de, tepeden başına indiğinde; i-phone’unu, cep telefonunu, laptop’ını, hiper yüksek çözünürlüklü LCD’ni ve arabanın marşını panik halde parmaklamakla bir halt olmayacağını göreceksin!

Ve işte o zaman anlayacaksın daha yolun başında, kendin dışındaki herkesin kuyusunu kazmak yerine, kendini parmaklaman gerektiğini!

Kendini parmaklamadığın her seferinde, o büyük sonda başına gelecek koca dev parmağın boyutu daha da büyümekte!..


Arıza Adam Ömer Dalman


Yazının gerçek linki: http://www.bloggrup.com/haddini-bil-ey-insan/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder