26 Haziran 2020 Cuma

Günaydın!

Dünya hayatının bir kurgu, tatbikat alanı ve ustaca dizayn edilmiş bir ilüzyon olduğu bugün her yerde bilimsel olarak da açık edilmiş durumda... Kuantum Fizikçileri aklıma gelen ilk örnek... Kuranı Kerim zaten her şeyi en baştan beri söylemiş. Metafizikçiler, Havas İlimciler, Mevlana ve dahası...

Peki bu gerçeği bilgi olarak okuduğunda ne oluyor? Hayalden ya da uykudan uyanıyor musun?.. Okuyorsun; "Evet yaaa..." deyip, kendini felsefik açıdan biraz daha geliştirip, hemen sonra dünyanın kurgu gerçekliği içinde debelenmeye devam ediyorsun. Hiç bu gerçekliği kendi bilinç alanın içinde ters yüz edip, esas gerçeğe uyanmayı niyet ettin mi?.. Zaten uyanmanı istemeyenler var. Önüne sonsuz çoklukta öğeyi yığmışlar; sözüm ona hayata dibine kadar katıldığını düşünüp, tadını çıkartıyorsun. Deneyimlemenin Gizemi ve Geliştiriciliği diye bir de gerekçe yaratıp kendi bilinçsizliğini her dakika onaylıyorsun.

Sonra yine algıların aynı, gecen aynı, gündüzün aynı ve çoğunlukla içinde ara ara o tanımlayamadığın sıkıntı seni ziyaret ediyor. Zamanın normal depresyonu veya geçici bunalım, hatta hayat yorgunluğu deyip devam ediyorsun. Olmadı bir danışmana gidiyorsun ve aynen devam... Çünkü bir adım ileri gitmeyi hayal etmiyorsun. Sana göre hayat bir şekilde döngüye uyarak yaşanır ve gider.

Peki; ya kapıldığın bu döngünün kırılması ve algılarının genişlemesi, ruh renklerinin bilincine doğması ve masum, büyük bir uyanış mümkünse?.. O kitaplarda okuduğun, basit bir cümle olarak gördüğün 'bu hayatın bir ilüzyondan ibaret olduğu' gerçeğini kendinde açığa çıkartmak mümkünse?..

Ancak bunun için derin bir nefes alıp, önce niyetini onaylaman lazım. Hayatındaki her şeye içinden bu emri ve seçimini bildirmen lazım. Sözleşmesiz, imzasız hiç bir işin yürümediği bir gerçeklikte olduğunu en iyi sen bilirsin! Ancak bu kez bu basit bilgiyi kendi rüyandan uyanmak için kullanacaksın.

Niyetini resmileştirdikten sonra; seni mutlaka bu eylemde görevli olan enerjiler incelemeye ve yer yer desteklemeye başlayacaklar. Çünkü bilinçlenmek bütün varoluşun en keyifli uğraşıdır. Daha büyük bir amaç olabilir mi?

Düzenli olarak egzersizlere başlayacaksın. Meditasyon, tefekkür, namaz; hangisi sana güzel geliyorsa... Bazen kalemi eline alıp, yazacaksın. Yazmak çok etkilidir. Ancak bu egzersizleri uygularken sakın ola ki; amacın sadece bu hayatın tanımlanmış ölçü ve sınırları içinde mutlu, sağlıklı ve konforlu olmak olmasın! Çünkü sen bu ölçüleri ve hayali aşarak, uyanmaya niyet ettin!.. Şu anki Sen'den çok daha ötesi var ve bunu aratmak senin en doğal hakkın! Daha güzel bir şey olabilir mi?..

Yapacağın başka bir şey yok ki? Bu kadar basit!.. Bu şekilde uyanmış diğer dostlarından arada fikirler alacaksın. Zaman zaman sen de onlara deneyimlerini ve keşiflerini anlatacaksın, birbirinizden onaylar alarak uyanışı daha geniş alana yayacaksınız. Tüm bu doğuşu yaşarken, mevcut maddi gerçeklikten kopman ve konfor alanındaki imkanlarından kopmana gerek yok. Tersine maddeyi daha da çok seveceksin! İnan o da senin bu halinden dolayı daha mutlu olacak. Bilinçlenme seni ve etrafındaki her şeyi de mutlu eder.

Kum Saatinin üst bölümüne doğru algılarını yükseltmek için tek yapman gereken bu... Çok keyifli, basit ve Gerçek!.. Rüyadan Uyanmayı acısıyla tatlısıyla, yılmadan, iradeli bir şekilde sadece kendin gerçekleştirebilirsin.

Uyandıkça bilinçleneceksin, mutlu olacaksın, uyandıracaksın ve mutlu edeceksin.

O zaman günaydın! Haydi yeni bir niyetle başla bugüne!..


Ömer Dalman
ARZ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder