25 Haziran 2020 Perşembe

Ne zaman?..

Ne zaman sıra sana gelecek?..

O pek sevip de her zaman yanlarında olduğunu söylediğin arkadaşlarına sıra geldikten sonra mı?!..

Ne zaman samimiyetle gönülden taktir edileceksin? Bunu ne zaman hakedeceksin?..

Ölmeden önce olur mu dersin?!..

Bana sorarsan öldükten sonra bile umut yok!..

Mehmet'in amatörce ara ara çizdiği o muhteşem resimleri... Yusuf'un elinde sazıyla adının duyulmasını umursamadan okuduğu o güzel türküleri... Sesi pek güzel olmasa da bazen ünlü şairlerin şiirlerini okuyarak kaydeden Hüseyin'i... Ne zaman taktir edeceksin?

ve ne zaman sıra sana gelecek?..

Ünü kaf dağında olanları çok kolay taktir ediyorsun. Alkış seslerinden kulaklar sağır oluyor. Peki; Mehmet'in, Yusuf'un, Hüseyin'in eksiği ne?.. Sana yakın olmaları mı?.. Onlarda gördüğün muhteşem yetenekleri alkışlarsan, kendinde hiç bir şeyin olmadığı ortaya çıkar diye mi kaçıyorsun?.. Eşit hayat şartlarında onlar gibi fazladan ortaya koyacak bir şeyin olmadığından mı taktir etmiyorsun? Nasıl olsa Mozart'ı herkes alkışlıyor. O çok yüksekte. Sana çok uzak. Borçlu hissetmezsin ve üzerine yapışmaz. Sense deniz seviyesindesin ve aynı seviyede çok şey ortaya koyan Mehmet'i alkışlarsan kendi yelkenlinin bomboş olduğunu mu hatırlayacaksın?..

Peki ne zaman sıra sana gelecek? Hiç taktir edilmek istemeden mi öleceksin? Ve hiç taktir etmeden...

Arada boşalt ki sürahini; içine taze su dolsun. Ölene kadar aynı suyu mu içeceksin?

Ne zaman sıra sana gelecek?


Ömer Dalman
ARZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder