17 Haziran 2020 Çarşamba

Karanlık Diyar ve Papatya

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken; her tarafı yeşilliklerle bezenmiş, kadınları erkekleri birbirinden güzel bir diyar varmış.

Sahip olduğu bütün imkanlara rağmen nedense o diyar bir türlü gezegendeki diğer diyarlar gibi rahata ve zenginliğe erememiş. Korkudan, sinmekten, 'başıma kim bilir neler gelir?' diye düşünmekten; doğruları veya bildiklerini kendine saklar olmuş herkes. Gördüklerinin yalan olduğunu bilse bile, orta yere söylemezmiş kimse. Gördüklerinin doğru olduğunu ise yine 'neme lazım' deyip, kendine saklayıp, ayağa kalkıp alkışlamazmış o diyarın insanları.

Böylece artık o diyarda, korkudan, sinmekten, suya sabuna dokunmadan yaşamaktan; gerçeği yaşayamaz olmuş insanlar. O gezegendeki diğer diyarlar gerçekleri ön planda tutarken, bilimde, sanatta ve ilimde ilerlerken; o diyarın insanları sanatta, bilimde ve ilimde insan olmanın hakkını veremediklerinden hep geride kalmışlar. Yalan ve renksiz bir hayat yaşamaya alışmışlar. Yalan Şeytan işi olduğundan; artık bereket de bir türlü onları bulmuyormuş. Çok çalışsalar da; bir türlü zengin olamıyorlarmış. Çünkü o gezegende bereket ve zenginlik, doğruya, dürüste ve masumiyete doğru akmaya yeminliymiş.

Gel zaman, git zaman fikirlerini, bildiklerini ve tepkilerini kendine saklayanların çoğunlukta olduğu o diyarın insanları bir de bu duruma tamamen alışmasınlar mı?! Artık doğruları veya bildikleri herhangi bir şeyi kendilerine bile itiraf edemez olmuşlar!.. Böylece kendi varlık tanımını bile unutan, varoluşun amacını dahi gözardı eden ve yaratılışın kutsallığıyla kendi bağlarını koparan bir birey topluluğu haline gelmişler.

Gök Tanrı, Güneş Tanrısı, Rüzgarların Efendisi, Son Hava Bükücü ve Yüzüklerin Efendisi bir gün bir toplantı yaparak, o diyarı tümden lanetlemişler. Doğru da, yalan da gerektiği gibi hakkını bulmadığından, artık o diyarın bolluğu, bereketi ve mutluluğu bulmaya hakkı olmadığına karar vermişler. Üstüne üstlük; bu başarılarından dolayı Sauron'u, Darth Vader'i, Hanzeb'i ve Zellenbur'u ödülendirerek, onlara birer şilt hediye etmişler!..

Yine de bu gözetimci üst kurul, o diyara gizli bir şans daha vererek, kimsenin haberi olmayan kayalık bir tepedeki kayanın altına, asla ölmeyecek bir papatya bırakmışlar. Eğer günün birinde, artık topraklarında güzel çiçeklerin bile büyümediği o diyardaki halktan, içinde hiç kötülük olmayan bir erişkin o çiçeği bulur ve onu kendi hazırladığı şirin bir saksıya dikip, diyarın meydanına, herkesin görebileceği bir yere onu bırakırsa; o diyara bolluğu, bereketi mutluluğu tekrar akıtma sözü vermişler.

Doğruluğun, dürüstlüğün, masumiyetin tekrar keşfedileceği o güne kadar yıllar boyu bir daha o diyara güneş doğmamış. Fakat her ihtimalde 'bir gün belki' diyerek; o papatya kayanın altında beklemeye devam etmiş.

Masalımız da burada bitmiş.


Ömer Dalman
ARZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder