29 Haziran 2020 Pazartesi

Z Kuşağı'na selam olsun! :)

image host image host image host image host image host image host

Kimi kaynaklarda 1996 yılında itibaren gösterilse de Z kuşağı, milenyum çocukları olarak biliniyor. 2000 yılından günümüze kadar olan zamanda doğmuş kişiler Z kuşağına dahil ediliyor. Teknolojinin kucağına doğan bu nesil, 'intenet kuşağı' olarak da adlandırılıyor. Son derece iyimser olmalarının yanı sıra pek hırslı değiller. 21. yüzyılın ilk nesli olan Z kuşağının, teknolojinin ilerlemesi sebebiyle diğer kuşaklara göre daha uzun yaşamaları bekleniyor.

Yazılım hileleri, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tüm bu teknolojik cihazlar Z kuşağını sosyal ve bilimsel açıdan etkiliyor. Bireylerin farklı eğitim sistemlerinden geçerek gelişir, donanım sahibi olurlar. Ancak, kazanımları kişileri mutlu etmez, aksine gerginleştirir. Sonuç olarak da mutsuz bireyler yetiştirilmiş olur. Sosyal mecralarda kendilerine profil oluşturan bireyler, burada kendilerini bir rol biçip bu rolü oynamaya başlarlar. Rolün gerektirdiği fikirleri üstlenir ve savunurlar fakat, gerçek hayata karıştıklarında, fikir yoğunlukları yok olur ve üretemez hale gelirler.

Bu olumsuz özellikler zaman zaman X kuşağı ve Y kuşaklarıyla çatışmaya da yol açar. X ve Y kuşağı, Z kuşağının olgusallıktan uzak davranışları sebebiyle sıklıkla çatışır. Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse, gözünüzün önüne aralarında 10 yaş fark olan iki kardeşin yaşadığı çatışmayı veya ailesiyle sürekli bir anlaşmazlık düzleminde bulunan Z kuşağına ait çocuğu getirebilirsiniz.


Z Kuşağının Özellikleri Nelerdir?

Milenyum çağı çocukları hızlı ve analitik düşünme yetisine sahiptirler. Ancak, bu yetilerini kullanma becerileri bireycidir, asla ekip çalışmasına gelemezler. Özgüvenleri yüksektir, ebeveynlerinin kendilerine farklı baktığı düşüncesi de bu özgüveni yükseltir.

Özgürlüklerine ve bağımsız olmaya oldukça düşkündürler. Kendilerinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Televizyon reklamlarında da sıklıkla karşılaşılan 'Impossible is nothing' tarzı reklam sloganlarının hedefi tam da Z kuşağıdır. Toplumsallaşmadan çok bireyciliğe önem verir. Kuralların onlar için bağlayıcılığı yoktur. Birçoğu, ailelerinin veya akrabalarının izinden gitmek yerine kendi yollarını çizmek ister. Geçimlerini sağlamak için yaptıkları işler onlar için sadece gün içerisindeki sıkılma zamanıdır. Çaba harcamak, özveri sergilemek Z kuşağına göre değildir.
Teknoloji sayesinde bilgiye çok çabuk ulaşabildikleri için hızlı yaşamaya alışmışlardır. Bu nedenle çok çabuk sıkılıp vazgeçebilirler.
Farklı sosyolojik gruplarla ilişki kurma konusunda başarılı olmalarının yanı sıra haklarını arayabiliyorlar. Kendilerine yapılan bir haksızlığa karşı asla susmuyorlar. Aile bireyleri, çocuklarına karşı kendilerini yetersiz hissettikleri için psikolojik bunalım oranının en yüksek yaşandığı nesil olarak kabul ediliyor. Sosyalleşme tabiri lugattan kalkmış ve tamamıyla teknolojiye eseri edilmiş bir nesil.
Antik Yunan filozoflarında olduğu gibi cevabını bulamadıkları sorular sormaya yatkın bir nesil olan Z kuşağının hayal dünyasının da limiti yok denebilir. Multi-tasking becerisi oldukça yüksek olduğu için aynı anda birçok işe dahil olabiliyorlar. Zeka ve beceri konusunda hayranlık uyandırıyorlar. Otoriteye karşı sürekli baş kaldıran ve kural tanımazlığıyla ön plana çıkan Z kuşağı, isteklerinde sonuna kadar direten ve haklı olduğu konularda asla geri atmayan bir nesil. Bu doğrultuda örgütlenebilme ve eylemlere katılma konusunda da oldukça başarılılar.
X kuşağı ile Z kuşağı arasında daimi bir çatışma söz konusudur. Y kuşağı genelde arabulucu rolünü üstlenir.
Kompleksiz bir kuşak olmasından kaynaklı düşündüklerini direkt olarak karşı tarafa söyleyebilirler. Kuşak çatışmasının yaşanmasının en büyük nedeni de budur. Yabancı dile en aşina olan nesil olduğu için yakın zamanda birçoğu en az 2 dil bilerek yetişecektir.
Hırslı ve azimli olmadıkları için ilerleyen dönemlerde iş hayatında krizlerle karşı karşıya kalabilirler.
Rutin işlerden sıkılan, kılık - kıyafet bakımından oldukça rahat, disipline gelemeyen bir yapıda oldukları için zaman içerisinde meslek dallarında büyük esneklikler ve değişmeler yaşanacak.


Y ve Z Kuşağı Arasındaki Farklar

2020 yılıyla birlikte dünya üzerindeki en büyük tüketici grup olacağı tahmin edilen internet çocukları, farklı aile yapılarında ve çeşitli etnik gruplarla iç içe büyüyorlar. Günümüzde en büyük üyeleri üniversiteye girmiş olan Z kuşağının yüksek öğrenimden beklentisi, Y kuşağı gibi yalnızca teknolojik olgulardan ibaret değil. Z kuşağı, sosyal çevrede doğrudan ve uygulamalı öğrenmeye teşne bir nesil olarak tanımlanıyor. Öğretim araçlarına diledikleri zaman ulaşabilmelerine duydukları sevgi, Z kuşağının bilgiye ulaşırken zorluk yaşamak istemediğini ortaya koyuyor.

Z Kuşağı Teknolojiyi Nasıl Kullanıyor?

Teknosa tarafından yapılan bir araştırmada, 7 - 16 yaş aralığındaki çocukların sosyal platformlarda paylaştıkları 1 milyon 600 bin veri incelenmiş. Yapılan araştırma sonucunda internet çocuklarının en çok zaman geçirdiği platform, %97 ile Youtube olmuş. Akranlarının günlük hayatını yakından takip eden Z kuşağı, günün trendlerini yakalamayı başararak eğlenceli içerikler üreten kanallara abone oluyor, sevdikleri oyun videolarını seyrediyor.

İnternet çocuklarının en çok konuştuğu konuların başında %38 ile bilgisayar veya konsol oyunları geliyor. Bu oran, Z kuşağının oynadıkları oyunlardan ve oyun içerisinde yer alan karakterlerden ne kadar etkilendiğini de doğruluyor. Bu neslin takip ettiği diğer konu başlıkları ise %34 ile trendlere ve gündeme yer verilen Vlog'lar, %19 ile akranlarının gündelik yaşamları, %6 ile oyuncaklar, %3 ile de çocuk kanalları.

Z Kuşağı Nasıl Yönetilir?

Henüz iş hayatına atılmaya başlamasalar da günümüze kadar elde edilen veriler ışığında Z kuşağı üzerinde aşağıdaki tüyoları uygulayabilirsiniz;

Özerklik tanıyarak yaratıcılıklarını besleyin. Görev adamı olarak kullanmayın.
Helikopter aile yapısında yetiştikleri düşünülürse, ödüllerle motive olacaklarını aklınızdan çıkarmayın.
Yüz yüze iletişim kurmak Z kuşağı için aslında önemli. Yalnızca mesajlaşmaktan hoşlanmıyorlar. Seslerini gerçekten duyacakları insanlar arıyorlar.
Gerek iş yerinde gerekse okulda yönetici - asistan ilişkilerini önemsiyorlar. Üstelik yardım etmeye de oldukça açık bir kuşak.

Z Kuşağının Artıları ve Eksileri

Dünyada yaşananları takip etmeleri, neler döndüğünün farkında olmaları, bilginin izinden gitmeleri, ne istediklerini çok iyi biliyorlar olmaları, özgüvenleri ve kendilerini iyi ifade edebilmeleri Z kuşağının artı hanesine yazılabilecek özellikler olarak sıralanıyor. Eğitim ve yaratıcılığa da oldukça önem verdiklerini ve saygı duyduklarını düşünürsek, iş hayatına ve topluma artı değer katabilirler.

Artıları kadar eksileri de olan Z kuşağı, toplumsallaşmadan çok bireyci bir yaklaşıma sahip oldukları için ikili ilişkilerde pek de iyi sayılmazlar. Yüz yüze iletişim kurmaktansa sosyal platformlarda aktif olmaları, kimi zaman yalnız kalmalarına yol açabilir. Takım çalışmasına alışık olmamaları, kural tanımazlıkları, isteklerinden emin oldukları ve daima savundukları için gerek ailesi ve arkadaşları gerekse diğer insanlarla sık sık çatışmaya ve tartışmaya girebiliyorlar.

Z Kuşağı Geleceğe Ne Katar?

Hoşgörülü yaklaşıldığı takdirde iş hayatını ve toplumu olumlu anlamda etkileyebilecek olan Z kuşağının katma değere yol açması için eğitimcilerin ya da şirket yöneticilerinin bu yönde stratejiler geliştirmeleri son derece önemlidir. Özellikle iş dünyasında, Z kuşağının yenilikçi bakış açısı ve analitik düşünme yetileri şirket politikasıyla paralel şekilde geliştirilebilir. Bu da hem kişiyi hem de şirketi yükseltir.


(Büşra Özgüç - www.mediaclick.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder