13 Temmuz 2020 Pazartesi

Doğru İyileştiriciyi seçmek

Ortalık artık çok fazla İyileştirici olduğunu söyleyen insanlarla dolu.

Bunların bazıları gerçekten gönülden iyileştirici ve dürüst. Bazılarıysa bu olaya tamamen bir iş gibi bakıyor ve kendini marka haline getiriyor. İyileştirmeyi gönülden ve samimi şekilde icra edenlerin tabii ki kendilerini bir marka haline getirmesinde yanlışlık yok, ancak böyle birinin insana yakın, samimi ve gönülden yardımcı olup olmadığını anlamanız, onlarla bire bir iletişiminiz gerektiğinde ortaya çıkar.

Bir İyileştiriciye başvururken, çok samimi ve yardım isteyen saf bir insan duruşu sergilediğinizde, karşı tarafın size karşı sergileyeceği tavır çok önemlidir. Bir sebeple size bazı detayları iletmiyorsa, bazı sorularınızı üzeri kapalı geçiyorsa, yakınlığınızdan rahatsız oluyorsa ve sürekli bir adım geri duruyorsa mutlaka ortada bir kurnazlık vardır. Tabii ki bir İyileştirici maddi anlamda hakkını almalıdır, ancak onda içten içe bir ketumluk ve samimiyetsizlik sezerseniz; o kişi ya uğraştığı işe derinlemesine hakim değildir ve kendi gerçek yüzünü sizden saklıyordur, ya da dünyevi çıkarları doğrultusunda tıpkı sığ düşünen bir iş adamı gibi kar-zarar hesabı içindedir. Halbuki iyileştirme gibi doğrudan insanı konu alan bir alanda samimiyet, açıklık ve dürüstlük temel esaslar değil midir?

Bir iyileştirici, onunla bir nedenle iletişime girdiğinizde sizin kafanızda bu soruların oluşmasına neden oluyorsa lütfen ona güvenmeyin ve Yaratan'a, karşınıza doğru zamanda doğru insanı çıkartması talebinde bulunun. Sahtecilik ve doğruculuk her alanda kendini gösteren iki zıt değerdir.


Ömer Dalman
ARZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder